Biri tökezleyip, yolunu kaybetti diye sonsuza dek kaybolmuş olmazlar. | Open Subtitles | ليس لأن شخص ما تعثر وضل طريقه لا يعني أنهم سيضيعون للأبد. |
Biri tökezleyip, yolunu kaybetti diye sonsuza dek kaybolmuş olmazlar. | Open Subtitles | ليس لأن شخص ما تعثر وضل طريقه لا يعني أنهم سيضيعون للأبد. |
Aksi hâlde, Ajan Coulson ve Fitz boyutsal bir uzay zaman boşluğunda kaybolmuş olurlardı. | Open Subtitles | بخلاف ذلك، العميل (كولسون) و العميل (فيتز) كانوا سيضيعون في الفراغ البعدي للزمكان |
- Mekanın istediğin planını gösterebilirsin ama girip görmezlerse içeride kaybolurlar. | Open Subtitles | يمكنك ان ترينا المخططات لو اردت ولكن ان لم يرو المكان في الحقيقة فرهاني , انهم سيضيعون بالدال |
İnsanlar bensiz kaybolurlar. | Open Subtitles | الناس سيضيعون من دوني. |