Para olması, yaptığını telafi eder mi sanıyorsun? | Open Subtitles | وأنت تعتقدين بحصولى على المال فأن هذا سيعوض عما فعلتيه؟ |
Bu kesinlikle üç sene önce doğum gününde ona aldığın uğurböcekli bozukluk çantasını telafi edecek. | Open Subtitles | هذا تماماً سيعوض عن تلك الصرافة على شكل خنفساء التي أشتريتها لها قبل ثلاث سنوات لعيد ميلادها. |
Eğer anlaşmayı imzalarsam ve eğer size yerini söylersem sence bu yaptığım şeyleri telafi eder mi? | Open Subtitles | إذا ما وقعت على تلك الصفقة وإذا ما أخبرتك أين يمكن لك أن تجده هل تعتقد إن هذا سيعوض عن الأشياء التي قد فعلتها |
Bak, umarım taşıyıcı annene bir oda vermek anne olmaya hazır olmadığını söylediğim zamanları telafi eder. | Open Subtitles | إنظري ، أنا .. أتمنى بإعطائي الغرفة لبديلتك سيعوض عن الوقت |
Babasız geçen yıllarını telafi ederim diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر أنه بطريقة ما سيعوض كل السنوات التي احتاج فيها أبا |
Bunun gibi 19 tane daha varsa, karavan yandığında kaybettiklerini... telafi etmede yardımı dokunur. | Open Subtitles | لو ان هناك 19 اخري مثل هذا سيعوض الخسارة عندما احترقت المقطورة |
Neyse, belki bu, durumu biraz telafi eder. | Open Subtitles | حسناً، ربما سيعوض عليك هذا قليلاً |
Peki bu durumdan sizi kurtarırsam hatamı telafi etmiş olur muyum? | Open Subtitles | إن اخرجتنا، هل سيعوض هذا الأمر؟ |
O Vegas'a gitmişti ve bunun olayı telafi edeceğini sanıyor. | Open Subtitles | هو ذهب الى (فيغاس) ويظن ان هذا سيعوض عن ذلك |
Bugün burada olanları telafi edecek olursa. | Open Subtitles | لو كان سيعوض عما حدث هنا اليوم |
Bu onu birkaç kez üzmüş olmamı telafi edecektir. | Open Subtitles | هذا سيعوض تلك المرات التى خذلته فيها . |
Neyse, belki bu, durumu biraz telafi eder. Baksana, Barry. | Open Subtitles | ربما هذا سيعوض عليك |
Umarım bu, geçmişteki hatalarımı ufak da olsa telafi etmemi sağlar. | Open Subtitles | . . أنا آمل أن هذا سيعوض عن |