"سيفعلوا" - Traduction Arabe en Turc

• yaparlar
• yapacaklar
• yapacaklarını
• yapsınlar
• yaparlardı
• yapabileceklerini

Onlardan önce mütevazi olmayı başarırsanız istediğiniz her şeyi yaparlar.
.وان استطعت ان تذلل نفسك امامهم .سيفعلوا اي شي تريد

Beni bu üniformayla yakalasalar ne yaparlar biliyor musun?
لو قبضوا علي, مع هذا الزي الرسمي تعرف ماذا سيفعلوا بي؟

Para bir gün bittiğinde, o zaman ne yapacaklar?
سينفذ المال يوماً ما ماذا سيفعلوا حينها؟

Ama Billie yapacaklar ve o zaman çok geç olacak.
لكن ، بيلي ، هم سيفعلوا وعندها سيكون الوقتُ تأخر جداً

Ve ona ne yaptıklarını ya da geri götürünce ne yapacaklarını bilmiyoruz.
و نحن لا نعرف ما قد فعلوا به أو ماذا سيفعلوا به إن رجع لهم

Neden öyle bir şey yapsınlar?
لِمَ سيفعلوا ذلك؟

Bu konuda ciddi olmasalardı, bunu yaparlar mıydı?
لماذا سيفعلوا ذلك اذا لم يكونوا جادين بشأن ذلك؟

Bunlar bir kadının yanında olmak için onlara ne söylense yaparlar.
هؤلاء الرجال سيفعلوا أيّ شيء ليتقربوا من إمرأة

Sana inanırlarsa, yardım etmek için ellerinden geleni yaparlar.
إذا قاموا بتصديقك ، سيفعلوا ما يستطيعون للمساعدة

Kalıp savaşmalarını isterse? Bunu yaparlar mı?
وانما يبقوا معه للحرب فهل سيفعلوا ذلك ؟

Sevilmem. İyi asker oldukları için yaparlar.
لست كذلك , سيفعلوا ذلك لأنهم جنود شجعان

Sence iki haftalık kokmuş hindi ile ne yapacaklar?
أعلم، أليس كذلك؟ ماذا تخالين أنهم سيفعلوا

Bu güzel kızlar canın ne isterse yapacaklar.
تلكَ النساء الفاتنات سيفعلوا لك أية شيءً تشتهيه.

Sen kocamı öldürdüğünde aynısını bana da yapacaklar.
متاكدة انهم سيفعلوا معى المثل عندما تَقتلين زوجى

Belki hemen değil. Ama yapacaklar ve...
ربما ليس الآن لكنهم سيفعلوا أشياء

Onları hayat kurtmaları için yarattık, ve yapacaklar.
لقد أنشأناهم لينقذوا الأرواح و سيفعلوا

- Ya bize neler yapacaklarını biliyor musunuz?
هل تعلم ماذا سيفعلوا بنا كلنا ؟

Evet. Dışarıda ne yapacaklarını sanıyorsun?
وماذا تعتقدوا انهم سيفعلوا بالخارج ؟

Bunu neden yapsınlar?
لماذا سيفعلوا ذلك؟

Diğer papaz ve rahipler de aynı şeyi yaparlardı.
و باقي القسيسن في الكنائيس الأخرى سيفعلوا مثل هذا

Eğer polisler onu tutuklarsa, ona yapabileceklerini söylemek zor.
إذا قبضوا عليها ليس هناك داعي للقول ماذا سيفعلوا لها