"سيفي بالغرض" - Traduction Arabe en Turc

    • işe yarar
        
    • iş görür
        
    • işimizi görür
        
    • idare eder
        
    • işini görür
        
    • yeterli
        
    • işimi görür
        
    • işe yaramalı
        
    • işe yarayacağını
        
    Bu, el yapımı bir usturayla bileklerini kesmek kadar dramatik değil fakat yine de işe yarar. Open Subtitles ليس بنفس درامية قطع شرايينك بموس لكن سيفي بالغرض
    Bulabildiğim tek şey bu. Ama işe yarar. Open Subtitles هذا كل ما استطعت إيجاده لكنه سيفي بالغرض
    Tam bir 45'lik sayılmaz ama iş görür. Open Subtitles ليس بالضبط كولت عيار 45 ولكنه سيفي بالغرض
    Tam olarak bir oyuk uçlu Beretta değil ama iş görür. Open Subtitles ليست بالضبط كامسدس المستدير الرأس لكن , سيفي بالغرض
    - Teşekkürler. Tamam. İşimizi görür. Open Subtitles حسناً، هذا سيفي بالغرض ناولني صخرةً للتجربة
    Aklımdaki tam olarak bu değildi ama Şimdilik idare eder. Open Subtitles إنه ليس بالضبط ما كان يدور في بالي، لكنه سيفي بالغرض الآن
    Bu silah kesin işini görür, eğer nişan alırken destek alabilecek bir çit bulabilirsen! Open Subtitles انه سيفي بالغرض لو وجدت من تبارزينه عندما تصوبي هذا المسدس نحوه
    Hepsini içmene gerek yok. Senin cüssende biri için üçte biri yeterli olur. Open Subtitles لستَ مضطرًّا لاحتسائه كلّه، الثلث سيفي بالغرض لرجل في حجمك
    - Bu işimi görür. - Kullanmayı biliyor musun? Open Subtitles هذا سيفي بالغرض بالنسبة لي هل أنت متأكدة من كيفية استخدامه ؟
    Bu işe yaramalı. Open Subtitles هذا سيفي بالغرض
    Sırra kadem basmak istersen ikisi de işe yarar. Open Subtitles اذا كنت تريد الاختفاء, أي مكان سيفي بالغرض
    Başarabilirsen fısıltı da işe yarar. Open Subtitles الهمس سيفي بالغرض إذا كان ذلك ما تستطيع فعله
    Altılı bira ve birkaç tane de puro olmasını umuyordum ama sanırım bu da işe yarar. Open Subtitles كنت أمل في الحصول على ستة حقائب و زوجين من كوهيباس ولكن أعتقد أن هذا سيفي بالغرض
    General Melchett'in şoförü işe yarar. Open Subtitles سائق الجنرال ميلشيت سيفي بالغرض.
    Kazmaktan yoruldum... - ...ama o da iş görür. Open Subtitles لعلمك، ضقت ذرعًا بالحفر، لكن ذلك سيفي بالغرض.
    İyi bir sandalye değil ama iş görür. Open Subtitles إنه ليس كرسياً جيداً , لكنه سيفي بالغرض
    Biraz küçük ama iş görür! Open Subtitles أجل, إنه صغير لكنه سيفي بالغرض
    Otel odamda var. İşimizi görür. Open Subtitles ، هناك واحدٌ في غرفة الفندق ذلك سيفي بالغرض
    İyi iş çıkardın. Sanırım bu işimizi görür. Open Subtitles أحسنت، أعتقد أن هذا سيفي بالغرض
    Mükemmel iş olduğu söylenemez, ama bir süre idare eder. Open Subtitles إنه ليس بالعمل الجيد ولكنه سيفي بالغرض لفترة
    İçinde kakaodan çok toprak var ama idare eder. Open Subtitles إنّه تراب أكثر منه كاكاو، لكنّه سيفي بالغرض.
    Sanırım 20 litrelik bir fanus işini görür. Open Subtitles أظنّ أنّ خزاناً بسعة خمس غالونات سيفي بالغرض
    Bu kadarı yeterli köpek balığı. Open Subtitles الكثير. هذا سيفي بالغرض، أيها القرش. هذا سيفي بالغرض.
    Doğruluğun Kılıcı değil ama işimi görür. Open Subtitles حسنا ، إنه ليس سيف الحقيقة ، أليس كذلك؟ ولكنه سيفي بالغرض
    Bu işe yaramalı. Open Subtitles هذا سيفي بالغرض
    Bunun işe yarayacağını cidden düşündün mü? Open Subtitles هل حقا ظننت ان هذا سيفي بالغرض ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus