Ve makale köşem. Her gün, milyonlar senin hakkında yazılanları okuyacak ve savunman için bir araya gelecekler. | Open Subtitles | و عمودي اليومي ، كل يوم سيقرأ ملايين الناس عنكِ وعن سباق الدفاع عنكِ |
Pek çok klasik kitap okuyacak, belki bir de dil öğrenir. | Open Subtitles | ،بلى، سيقرأ الكثير من الكتب القديمة وربما يتعلّم لغة |
Bu bey size anlamlı bir şiir okuyacak. | Open Subtitles | هذا السيد المحترم هنا سيقرأ بَعْض الشعرِ ذو المغزى |
Bağımsızlık Bildirgesi gibi. Onu kim okur ki? | Open Subtitles | إنها أشبه بإعلان الإستقلال، من سيقرأ ذلك؟ |
Bunu okur mu bilmiyorum. Bu sadece standart bir mikroçip okuyucusu. | Open Subtitles | لا أعرف لو كان سيقرأ هذا إنه مجرد قاريء شريحة صغيرة عادي |
Yarım saat önce onun için aldığım raporu okumak için dışarı çıktı. | Open Subtitles | لقد خرج قبل نصف ساعة قائلاً أنّه سيقرأ تقريراً جلبته له. |
Ve şimdi, Ralph Wiggum "50 yıl sonra Springfield" makalesini okuyacak. | Open Subtitles | والان رالف ويغام سيقرأ مقالة سبرينغفيلد بعد خمسون عاماً |
Sırada, yazman Schrute bize Pazar toplantısının raporunu okuyacak. | Open Subtitles | الفقرة الثانية مع السكرتير دوايت شروت سيقرأ لكم اجتماع يوم الأحد |
Peder sana dua okuyacak ve daha iyi olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | هيا، سيقرأ القس من أجلك وسترين كيف ستتحسنين |
Manny, şiir kampında yazdığı bir şeyi okuyacak. | Open Subtitles | ماني سيقرأ لنا مقطعا صغيرا قام بإعداده في مخيم الشِعر |
Bak sana ne diyeceğim, babacığın sana bir uyku masalı okuyacak. | Open Subtitles | . سأخبرك ماذا سيقرأ لك أباك حكاية ما قبل النوم. |
"güçlü kol" gibi sonrasında sadece ilk kelimeyi okuyacak, | Open Subtitles | ذراع قوية على سبيل المثال ومن ثم سيقرأ الكلمة الأولى فقط |
Beş yıl sonra kitabınızı okuyacak kimseyi görüyor musunuz? | Open Subtitles | وهل تعتقد أن احداً سيقرأ كتابك بعد خمس سنوات ؟ |
Beyhude umut içerisinde birisi okuyacak,duyacak ve anlayacak. | Open Subtitles | في الأمل العقيم الذي الشخص سيقرأ ويسمع ويفهم. |
Kitabı okuyacak olanlar da benzer şekilde etkilenecektir bence. | Open Subtitles | و أعتقد أن من سيقرأ الكتاب سيتأثر أيضا |
Devam et Walter. - Dizüstü, geri seken fotonların yapısını okur ve bize köşenin ardında olanların kaba bir resmini verir. | Open Subtitles | ثمّ سيقرأ الحاسوب شكل الفوتونات المُرتدة ويعطينا صورة تقريبية لما يوجد عند الزاوية. |
Umarım bir gün biri bu seyir defterini okur. | Open Subtitles | آمل أن شخص ما ، في يوم ما، سيقرأ هذه المذكرة. |
O kahrolası ikinci paragrafı kim okur ki? | Open Subtitles | ومَن الذي سيقرأ الفقرة التالية؟ |
Yarım saat önce onun için aldığım raporu okumak için dışarı çıktı. | Open Subtitles | لقد خرج قبل نصف ساعة قائلاً أنّه سيقرأ تقريراً جلبته له. |
Şimdi Aziz Paul`un mektuplarından okumak için... | Open Subtitles | والآن سيقرأ من رسالة القديس بول |
O zavallı kaçığın gazetedeki makaleyi okuyacağı kimin aklına gelirdi ki? | Open Subtitles | من كان يعرف أن ذلك الشيطان المسكين سيقرأ المقالة ف الصحيفة |
- Ama eninde sonunda okuyacağını biliyordun. | Open Subtitles | لكنكِ كنتِ تعرفين أنه سيقرأ الرسالة في النهاية. |
yatmadan önce, o zaman bunu okuyor olduğunu sanmam. | Open Subtitles | قبل الخلود لنومه فلا أعتقد أنه كان سيقرأ الكتاب |