400 dolarlık takım elbisesini mahvettiler diye hayatının geri kalanını intikam almak için harcayacakmış. | Open Subtitles | لذلك قرر أنه سيقضي بقية حياته في صراع مع الحمام لأنهم لطخوا بدله ثمنها 400 دولار |
Onu yırtıp atacak ve oğlun hayatının geri kalanını bir hapishanede geçirecek. | Open Subtitles | سوف يقوم بتمزيقه وولدكِ سيقضي بقية حياته في السجن |
Ve bana gelirsek seni hep olduğun gibi gördüm hayatının geri kalanını dışarıda içeriye bakarak geçirecek uyumsuz, aciz çocuk. | Open Subtitles | أما بالنسبة إليّ، لطالما رأيتك على حقيقتك، دخيل واهن سيقضي بقية حياته خارج الأضواء يسترق النظر. |
Babam, hayatının geri kalanını geri dönüşlere harcayabilecek biriydi. | Open Subtitles | ابي واحد من اولئك الناس الذي كان سيقضي بقية حياته يحاول العودة |
Ve bu yüzden hayatının geri kalanını hapiste geçirecek. | Open Subtitles | ومن أجل ذلك ، سيقضي بقية حياته بالسجن |
Hayatının geri kalanını Endonezya hapishanesinde geçirecek. | Open Subtitles | سيقضي بقية حياته في سجن إندونيسي |
Zavallı Joshua hayatının geri kalanını bir kafeste geçirecek. | Open Subtitles | المسكين (جوشوا) سيقضي بقية حياته في القفص |
Tam da Oscar'ın hayatının geri kalanını geçirmek istediği yere. | Open Subtitles | حيث يقبع (أوسكار) ظانّاً أنّه سيقضي بقية حياته هناك |
Hannibal Lecter, hayatının geri kalanını alt bezi arabalarının gelip gitmesini izleyerek, bir eyalet enstitüsünde geçirecek. | Open Subtitles | هانيبال ليكتر) سيقضي بقية حياته) في مصح عقلي حكومي يراقب عربة الحفاضات تمر به |
İyi Bob ve hapis hayatının geri kalanını geçirmek. | Open Subtitles | وفتى الكشافة (بوب) سيقضي بقية حياته بالسجن |
Hayatının geri kalanını parmaklıklar arkasında geçirecek. | Open Subtitles | سيقضي بقية حياته وراء القضبان |