Motorsikletimin üzerindeyken kıçıma bir bakış atacaklar, ve beni yıldız yapacaklar! | Open Subtitles | اسمعوني , اسمعوني , سيلقون نظرة خاطفة عليّ و أنا على متن دراجتي و سيجعلون منّي نجماً , يا أعزائي . أجل |
Eğer onlara engel olmazsan, suçu senin üzerine atacaklar. | Open Subtitles | فهم سيلقون باللوم عليك اذا لم تتجاوزي هذا |
Kovma kısmını geçip beni doğruca hapse atacaklar. | Open Subtitles | سيتجاوزون الجزء الذي سيطردونني فيه و سيلقون بي وراء القضبان اللعينة |
Ve bildiğim kadarıyla beni buradan atarlar. | Open Subtitles | وليعلم الجميع أنني اعرف بأنهم سيلقون بي بعيدا عن هنا |
Şuna bak. Herhalde bunun suçunu da bana atarlar. | Open Subtitles | أنظري, لعلّهم سيلقون مسؤولية هذا عليّ أيضا |
Diğer keşişler de burada ölümle kaşılaşacak ve hepsi parmaklarında ve dillerinde kara bir lekeyle ölecekler! | Open Subtitles | رهبانٌ آخرون سيلقون حتفهم ... هنا وهم أيضاً سيكون لهم أصابع سوداء وألسنٌ سوداء يا صاحب السماحة ، أتوسل إليك |
Ve yarın oraya gittiğinde... seni sokağa atacaklar. | Open Subtitles | ...وعندما تذهب للعمل غداً سيلقون بك في الشارع |
Bir süre sonra İskender diye bir şey kalmayacak seni de buruşturup atacaklar. | Open Subtitles | ، (بعد فترة لن يكون هناك (إسكاندر ! سيلقون بك في مكان ما |
Bizi timsahlara atacaklar. | Open Subtitles | . سيلقون بنا إلى التماسيح |
Bütün suçu Omar'a atacaklar. Hem o heriften hem de senden kurtulabilirim. | Open Subtitles | سيلقون باللوم على (عمر) ويمكنني التخلّص من هذا الوغد ومنكِ |
Onları sokağa atacaklar. | Open Subtitles | سيلقون في الشارع |
Beni tekrar hapishaneye mi atacaklar? | Open Subtitles | هل سيلقون بي في السجن مجددا؟ |
Onu çöpe mi atacaklar? | Open Subtitles | هل سيلقون به في القمامة ؟ |
- Onu çöpe mi atacaklar? | Open Subtitles | هل سيلقون به في القمامة ؟ |
Böyle birşey tekrar olacak ve bu sefer Charlie'yi hapse atacaklar. | Open Subtitles | شيء كهذا سيحدث مرة أخرى و عندما يحدث سيلقون ب (تشارلي) في السجن |
Burada öyle oturmakla olamaz, yoksa, sizi gaz odasına atarlar. | Open Subtitles | لا يمكنك الجلوس هكذا ، لأنك لو فعلت هذا سيلقون بك فى حجرة الغاز |
Burada oturmak olamaz, eğer öyleyse, sizi gaz odasına atarlar. | Open Subtitles | لا يمكنك الجلوس هكذا ، لانك لو فعلت هذا سيلقون بك فى حجره الغاز |
CIA şimdilik senin tarafında görünebilir, ama kendi kıçlarını korumak için isterlerse seni bir otobüsün altına atarlar. | Open Subtitles | قد تكون وكالة الاستخبارات في صفّك الآن، ولكنهم سيلقون بك تحت حافلة لتبرئه ساحتهم إن أرادوا. |
Muhtemelen bize yörüngeden nükleer bomba atarlar. | Open Subtitles | من المحتمل سيلقون بالقنبلة النووية علينا من المدار الفضائي |
Ama bizim gibi Hristiyan ailelerin izlediği gösteriler yapıyorsan... lanet bir donutın parasını ödemeyi unuttuğunda... seni çöp gibi dışarı atarlar. | Open Subtitles | لكن عندما تغنين لجمهور العائلات ... المسيحية، كما كنا فلا يجب أن تنسي دفع ثمن ... كعكة لعينة سيلقون بكِ كقطعة قمامة |
Bu iş kötü biterse... suçu üzerine atarlar. | Open Subtitles | إذا فشلوا عندها سيلقون كل اللائمة عليك |
Onları derhal dışarı çıkaramazsak ölecekler. | Open Subtitles | إذا لم نخرجهم علي الفور، سيلقون حتفهم |