Tanrım, en iyi ihtimalle küçük tatlı bir şey çıkar. | Open Subtitles | يا إلهي , أفضل سيناريو لدينا غرفة توليد جيدة صغيرة |
en iyi ihtimalle beni normal birine çevirirler. | Open Subtitles | أفضل سيناريو .قد حولوني إلي إلي جو نورمال |
en kötü ihtimal, bir dosya kâtibi, ona kaybolup kaybolmadığını sorar bu olmayacak bile. | Open Subtitles | اسوأ سيناريو قد يحصل هو أن يسألها كاتب السجلات إذا كانت ضائعة الأمر الذي لن يحدث حتى |
Şu an için görebildiğim en kötü senaryo bu şekilde. | Open Subtitles | هذا هو سيناريو أحداث العالم كما أراه في هذه اللحظة |
Maddie bu fenomeni yeni bir senaryoya genişletmek için ısıyı kullanıyor. | TED | قامت مَادِي باستخدام الحرارة لتوسيع نطاق هذه الظاهرة نحو سيناريو جديد. |
Senin en iyi senaryon ne, hmm? | Open Subtitles | ما هو افضل سيناريو لحالتكي ,أمم ؟ |
Küresel sağlık uzmanları, yeni virüs senaryoları hakkında konuştuklarında baktıkları senaryolardan biri de bu. | TED | إن خبراء الصحة العالمية، حين تحدثوا عن سيناريو لفيروس مستجِد، كان السيناريو الحاصل الآن هو الذي يناقشونه فيما بينهم. |
en kötü ihtimalle, nikâha biraz geç kalırım. | Open Subtitles | سوف أخرج في الساعة الرابعة ، ومراسم الحفل ستكون في الخامسة ، أسوء سيناريو أنني قد أتأخر قليلاً |
en kötü ihtimalle, işine karıştığın için sana sinirlenir. | Open Subtitles | أسوأ سيناريو ستغضب منك لأنك تدخلت بشأنها |
Yok edilemez. Demek ellerinde. en kötü ihtimal nedir? | Open Subtitles | حسنا حصلوا عليه، ما هو سيناريو اسوأ الحالات؟ |
Bu kabul edilebilir bir ihtimal bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتّى سيناريو مقبولًا بأيّ حال من الأحوال. |
Yıllardır okuduğum en zekice hazırlanmış, gerilim dolu senaryolardan biri. | Open Subtitles | سيناريو مشوق محبوك بذكاء إنه أفضل نص قرأته في حياتي |
Üç gün içerisinde bir senaryo istiyorum. Pazartesiden itibaren bir haftada çekeceğiz. | Open Subtitles | أريد سيناريو خلال 3 أيام سنبدأ بالتصوير بعد أسبوع من يوم الأثنين |
Yarım yüzyıldır yeşil ışık alamayan bir senaryoya yeniden bakan bir senarist gibi. | TED | إنه كاتب السيناريو الذي ينظر إلى سيناريو فيلم لم يحصل على فرصة للنشر لأكثر من نصف قرن. |
en azından bir senaryon var. | Open Subtitles | على الأقل لديك سيناريو |
Efendim, çalıştırdığımız simülasyonlarda aklımıza gelen tüm senaryoları denedik. | Open Subtitles | سيدي المحاكاة التي قمنا بها توقعت كل سيناريو محتمل |
Benim en iyi senaryom, EIeanor, her tarafım kıl fakat gözbebeklerim yok, | Open Subtitles | سيناريو حالتي الأفضل، إلينور، أشعر في كل مكان أنه موجود أمام عيوني، |
Yani, şu an da iyi durumdayız, ama daha iyi bir senaryomuz var mı? | Open Subtitles | أعني، هو جيد كما هو، لكن هل هناك سيناريو سيحسنه؟ |
Ama içinde iki sik olan hiçbir senaryoyla işim olmaz. | Open Subtitles | لكن أي سيناريو يتضمن قضيبين أنا عادة لا أوافق عليه |
Neyse ki bir sorun çıkarsa diye alternatif teklif senaryomu hazırlamıştım. | Open Subtitles | لحسن الحظ لدي سيناريو بديل للخطبة في حال كانت هناك مشكلة |
Ama yapımcılar senaryodan çok daha büyük sorunları olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | لكن المنتجون يعلمون أن المشاكل التي تواجههم أكبر و أصعب من إعادة كتابة سيناريو |
Eğer en kötü durum senaryosu varsa, işte budur. | Open Subtitles | اذا كان هناك سيناريو سىء جداً فها هو. نحن فيه |
Kurduğum her senaryoda kafaya dayanan silahlar oluyor ve bunu yapamayız. | Open Subtitles | وينتهي كلّ سيناريو بتصويب مسدّس إلى رأس أحدهم، وليس ذلك مقبولاً |
Bu, string teorisi içinden doğal olarak çıkan dâhice bir senaryoydu. | Open Subtitles | حسناً ,كان ذلك سيناريو رائع جداً ظهر طبيعياً ضمن "نظرية الخيط". |