Onu parçalayabilirdin. Şimdi paramla kaçacak. | Open Subtitles | كان يمكنك أن توقف هذا الرجل الآن سيهرب بالمال بدون عقاب |
Jüri karar vermek için toplandığında... 35 adam tel altından kaçacak. | Open Subtitles | فعندما ينكسر ذلك اللوح سيهرب 35 رجل اسفله |
Mahkeme ters gitmeye başladığında, kaçacağını biliyordum. | Open Subtitles | حالما المحكمة بدأت تُدينه، عرفت بأنه سيهرب. |
Öteki yerleşimciler gidiyor. Buradan kaçıyor. | Open Subtitles | سيهرب أصحاب المزارع الآخرون أظنهم سيرحلون عن هذا المكان |
Tımarhaneye kapatırlarsa, kaçıp 3 kişiyi daha öldürecektir. | Open Subtitles | لو أخذوه الى مصح الامراض العقلية سيهرب ويقتل ثلاثة آخرين |
Penelope, sadece bir kişi. O da kaçacak. Onlar hep kaçıyor. | Open Subtitles | سيهرب أيضاً , انهم دائما يهربون لم لاتتقبلين ذلك ؟ |
Bunu yaptığımda, biri fırlayıp kaçacak. Kötü olan adam işte o. | Open Subtitles | وحينما أقوم بذلك , سيهرب أحدهم , هذا هو الفاسد |
Bırakırsam kaçacak. - Bırak onu. Biz yakalarız. | Open Subtitles | ـ وإلا سيهرب ـ دعه يذهب ، سنمسك به |
Bekleyemez! Adam kaçacak! | Open Subtitles | لا يمكنهُ ان ينتظر، الرجل سيهرب |
O gün geldiğinde kimin saklanıp kimin kaçacağını göreceğiz. | Open Subtitles | سنعرف اليوم حيث من سيهرب فيه و من سيختبئ |
Partinizde keman çalarken Afrikalının kaçacağını biliyor olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنّه كان يعرف أن الأفريقي سيهرب بينما كان يعزف لك في الحفلة. |
Nicholas daha fazla tedirgin ve sinirli olmaya başlamıştı ve gerçekten kaçacağını hissediyordum. | Open Subtitles | نيكولاس" أصبح أكثر هيجاناً وعصبية" وانا حقاً شعرت كانه سيهرب بعيداً |
En yakın arkadaşın kaçıyor diye sen de mi kaçmalısın? | Open Subtitles | لأن صديقك العزيز سيهرب لذا ينبغي عليك الذهاب؟ |
O kaltakla kaçıp, sonra da bedavaya benim yanıma gömülebileceğini düşünüyorsa yanılıyor. | Open Subtitles | إن كان يظن أنه سيهرب مع هذه العاهرة و يحصل على قيلولة في التراب بجواري فإنه مخطئ تماماً |
Mahkemenin zaman alacağını biliyordu tam zamanında kaçmış oldu. | Open Subtitles | لقد علم أنها ستأخذ وقت لتحول إلى المحكمة ثم سيهرب بعدها |
Bizi görür görmez, korkak gibi bağırıp kaçardı. | Open Subtitles | عند اول نظرة لنا, كان سيهرب ويصرخ مثل الجبان الذى يكونه |
Evde değil, işte değil, ama onu işkillendirirsek, kaçacaktır. | Open Subtitles | انه ليس بالمنزل. انه ليس بالعمل, واذا قمنا باستجوابه, سيهرب. |
Sürekli ateş edecek ve oyalayacak, aynı şeyi gün batana kadar yapacak ve sonuç olarak elimizden kayıp gidecek. | Open Subtitles | سيستمر بإطلاق النيران والمماطلة وإطلاق النيران والمماطلة حتى يحل الظلام، وفي تلك اللحظة سيهرب بعيدًا. |
Bu bize kaçtığı zaman tarzı ile kaçtığını söylüyor. | Open Subtitles | حسنًا، يخبرنا، عندما هرب، سيهرب في أناقة. |
Dikkat et, elinden kaçabilir. | Open Subtitles | إنتبه، سيهرب منك |
Bir şeyler yapmak zorundaydım yoksa kaçacaktı. | Open Subtitles | كان على أن أعمل شيئاً ,كان سيهرب |
Öyle bir adamın onunla kaçacağına inanmış mı gerçekten? | Open Subtitles | هل تظنين ان رجلاً مثل ذلك سيهرب معها ؟ |
Evet, adam kaçmayacaktı. Ben onu çıkarmanız için eşlik edecektim. | Open Subtitles | ما كان سيهرب بل كان سيحملكم على اصطحابها إلى الخارج |