"سيّء" - Traduction Arabe en Turc

    • kötü bir
        
    • berbat
        
    • kötüydü
        
    • kötüdür
        
    • çok kötü
        
    • berbatım
        
    • kötü haber
        
    Politikanın içindeyiz diye yaptığı kötü bir şeyi geçiştirmezdik değil mi? Open Subtitles لن نتجاهل فعلها لشيء سيّء جدّا، فقط لأنّنا سياسيون، صحيح ؟
    Bir anlık tavır değişimine bakılırsa kötü bir şey bu. Open Subtitles أفهم من التحوُّل الحادّ في مزاجها أن ذلك شيء سيّء.
    Haftaya gösterimiz var ve yetenek şöyle dursun, zamanlaması da berbat. Open Subtitles لدينا آداء الأسبوع المقبل وأداءه سيّء للغاية، ولا ذوق له
    Dışarda berbat bi fırtına var gibi gözüküyor! Işıklara dikket etsek iyi olacak! Open Subtitles الجو سيّء ،يجب أن نطفيء الأضواء
    Cehennemi görüp dönmemiz yeterince kötüydü zaten. Open Subtitles سيّء كفاية أنّك ذهبت إلى الجحيم ثمّ عدت.
    Benden sana demesi. Ayrı yaşamak çok kötüdür. Ama ölüm daha da kötü. Open Subtitles خذيها منّي حكمة، الفراق سيّء لكن الموت أسوأ
    çok kötü. Kemanist ve pizzanın farkı nedir biliyor musun? Open Subtitles هذا سيّء للغايّة، أتعلم الفرق بين عازفي الكمان والبيتزا؟
    Şunu açıkça belirtmek isterim o, iyimserlik eğiliminin oldukça kötü bir örneği, çünkü hakikaten çok yetenekli. TED وأريد أن أوضّح بشكل تام أنهُ مثال سيّء تماماً عن الميل للتفائل، لأنه في الحقيقة موهوب بشكل فريد من نوعه.
    Çünkü çok küçük bir sayı tutmak da eğer diğer kişiler de denge analizi yapmıyorsa, kötü bir seçimdir. TED لانّ انتقاء رقم منخفض هو اختيار سيّء إن لم يكن بقيّة النّاس يقومون بتحليل التّوازن هم أيضا.
    kötü bir adam, kaba hareketleri var... ama ruhen kötü değil. Open Subtitles هو رجل سيّء كان عنده بعض الإجازات القاسية لكن ليس سيّئاً في روحه
    Şu an da seni kötü bir manşetten başkası korkutmuyor değil mi? Open Subtitles لكن ليس هناك ما تخشاه أكثر من عنوان رئيسيّ سيّء
    Herhalde, kötü bir baba olmam yüzünden o lanet şeye o kadar bağlandığını düşünüyorsundur. Open Subtitles تعتقدين أنه أصبح مرتبطاً جداً بذلك الشيء الملعون لأني أبّ سيّء
    kötü bir adam olduğun için televizyona çıktığını söylüyorlar. Open Subtitles هم يقولون أنك تظهر على التلفزيون لأنك رجل سيّء
    Bu gerçekten harika ama dürüst olmak gerekirse seninle ve aileyle olamayacak olmamız çok berbat. Open Subtitles إنـّها قضية نبيلة جداً و لكن بصدق... إنـّه أمر سيّء أنـّنا لن نستطيع أن نكون معكِ و مع العائلة بأكملها
    Doğum gününü kaçırarak tam bir eşeklik yapıyorum. - Gerçekten berbat. Open Subtitles تفويتي لعشاءك الليلة يؤرقني هذا سيّء
    - Bunu sana anlatiyorum çünkü bu görevi, santajlarla berbat etmeyecek kadar çok seviyorum. Open Subtitles - إني أخبرك بهذا لأنني أهتمّ بشكل كبير لهذه الوظيفة لأكنّ مبتزّاً على عملهِ بشكل سيّء
    Dizlerinin üzerinde berbat bir perukla. Open Subtitles على ركبتيكِ ولابسة شعر مستعار سيّء.
    berbat bir gün geçirdim. Ben de. Open Subtitles ــ لقد مررتُ بيوم سيّء ــ أنا أيضاً
    Bu çok kötüydü. Open Subtitles لقد كان هذا عملٌ سيّء للغايـة
    - Kanama başlamış olmalı. - AVM kanamasıysa kötüdür değil mi? Open Subtitles ــ لا بُدّ أنّه تمزّق ــ إن كان التورّم الوريدي الشرياني تمزّق فهذا شيء سيّء ، صحيح ؟
    çok kötü. Kemanist ve pizzanın farkı nedir biliyor musun? Open Subtitles هذا سيّء للغايّة، أتعلم الفرق بين عازفي الكمان والبيتزا؟
    Şifreli konuşmada berbatım, John. Özür dilerim. Open Subtitles إني سيّء بالتحدث هكذا يا (جون)، إني آسف
    kötü haber dostum. Senin için yolun sonuna geldik. Open Subtitles ثمّة خبرٌ سيّء يا صديقي، لقد انتهت الرحلة بالنسبة إليكَ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus