"سَمعنَا" - Traduction Arabe en Turc

• duyduk
• dinledik
• işittik

Geçirdiğiniz küçük kazayı duyduk da, bu meyveli kek belki neşenizi yerine getirir.
سَمعنَا عن حادثِكَ الصَغيرِ ، واعتقدنا أن كعكة الفاكهة هذه يمكن أن تُسعدُك

Patlamaya benzer bir ses duyduk. Sonra baktığımıza orda bir duman bulutu vardı.
سَمعنَا إنفجار بوم ، ثمّ كان هناك غيمهِ مِنْ الدخأنِ

Özür dileriz ama pencerenden bir gürültü duyduk.
نحن آسفون،و لَكنَّنا سَمعنَا ضوضاء في الغاباتِ تحت نافذتِكِ.

Başınıza gelen talihsiz olayı duyduk.
سَمعنَا عن حادثتِكَ المؤسفةِ أثناء المعركةِ الأخيرةِ

Bence yeterince dinledik, Sayın Başkan.
سَمعنَا بما فيه الكفاية سّيدي الرئيس

Siz ve şehriniz hakkında birçok, birçok hoş şey işittik.
سَمعنَا الكثير و الكثير من الأشياء الرائعة عنك و عن مدينتكِ.

Nöbetçi kulesinde hiç kimse cevap vermiyordu ve sonra aniden bir siren duyduk.
لاأحدفي برجِالحراسةكَانَ رَدّ وبعد ذلك سَمعنَا صفاَّرة إنذار.

Sonra birden dışarıdaki rüzgarın sesini duyduk, yeryüzünün ıslığını.
ثمّ سَمعنَا فجأة الرياح بالخارج كما في الأرض، تصفر

Haberi duyduk.
نعم، بيب. نحن سَمعنَا الأخبارَ.

Senin New Mexico'da bir pistte durduğunu ve türbülansıyla bir 747'nin saçlarını ayırmasına izin verdiğini duyduk.
سَمعنَا بأنّك وَقفتَ على الممر في نيو مكسيكو... ... وتَركَالطائرة747 يَفْصلُشَعرَكَ بالاضطرابات الهوائية.

Biz de ilgileniyoruz ama bu civardaki evlerin birçoğunu sık sık su bastığını duyduk.
حَسناً، نحن نَهتمُّ بالتأكيد أيضاً، لَكنَّنا سَمعنَا الذي الكثير مِنْ البيوتِ في هذه المنطقةِ لَها a مشكلة فيضانِ.

Dün gece iki tanesini öldürdüğünü duyduk.
سَمعنَا أنت فقط قَتلتَ إثنان ليلة أمس.

Bunun, pencere istediğin için olduğunu duyduk.
حَسناً، سَمعنَا بأنّه لأن أردتَ a نافذة.

Gerek yok evlat, her şeyi duyduk.
لا حاجةِ بنى، سَمعنَا كُلّ كلمة.

Ekselanslarının bir kılıç ustası olduğunu duyduk.
سَمعنَا بأنّ سموكَ مبارزُ خبيرُ

Yakın zamanda, içinde kadimlerin eserlerinden oluşan bir hazine bulunan bir gezegen duyduk.
سَمعنَا عن كوكب حَملنَا على إفتراض وجود .... كنز دفين مِنْ مصنوعات يدوية سلالية

Gitarınızı duyduk da.
Uh، سَمعنَا عن قيثارتِكَ. نحن نَحبُّ حقاً أَنْ نَراه.

- Adam aldığınızı duyduk.
سَمعنَا انك تطلب مستأجرين

- Paco, Sacramento'dan duyduk.
باكو، نحن فقط سَمعنَا ما حدث

Müdür Wallace'tan sözde cesaretinizin raporunu dinledik.
حَسناً، سَمعنَا الحسابَ شجاعتِكَ المُفتَرَضةِ... ... مِنْالمراقبِوالاس.

Onu çoktan dinledik, Bayan Florrick.
سَمعنَا منه، السّيدة Florrick.