"شأنه شأن" - Traduction Arabe en Turc

• gibi

Sivil din her din gibi kutsal bir öğretiyi, kutsal eylemleri ve kutsal kuralları içeriyor.
الدين المدني شأنه شأن كل الأديان، يشتمل على عقيدة مقدسة وأعمال مقدسة وطقوس مقدسة.

Herkes gibi Avrupa'daki savaş bittiğinde ağladı ve dua etti.
شأنه شأن الجميع، في يوم النصر على التحالف الأوروبي خشع وصلى

Bu çok kafa karıştırıcı olurdu herhangi bir göz sokulmasının da olacağı gibi.
سيكون مشتتاً، شأنه شأن أي حقنٍ في العين ربما بوسع د.

Öyle mi dersin? Belki de bu mahallede oturan herkes gibi hiçbir şey söylemezdi.
وربما لم يكن ليقول شيئاً شأنه شأن الجميع في هذا الحيّ

Hayat gibi, intikam da karmakarışık bir iştir.
شأنه شأن الحياة ممكن أن يتسم الانتقام بالفوضى

O da diğer herkes gibi pahalı bir eğitimi hak ediyor, değil mi?
ما زال يستحق تعليماً مكلفاً شأنه شأن الجميع، أليس كذلك؟

Bu bir hastalık ve diğer her hastalık gibi tedavi edilmezse kötüleşir.
هو مرض شأنه شأن أي مرض يزداد سوءاً بدون علاج

Okyanusta bir su damlasını aramak gibi.
يمكن أن يعكس درجة الحرارة في أعماق الصحراء الإفريقية شأنه شأن الذي بيحث عن قطرة ماء في المحيط.

Soru şu ki Bir gezegen gibi Güneş çevresinde dairesel yörüngede mi yoksa o tipik buzuk kitleler gibi eski yerine mi yol alıyor?
إذن فالسؤال هو، هل هو دائرة مدارية حول الشمس، شأنه شأن الكواكب، أما أنه في سبيله إلى الارتداد، كواحد من هذه الأجسام المتجمدة؟

Tüm müvekkillerim gibi.
شأنه شأن بقية موكليَ السؤال التالي

Maddi sıkıntıları vardı. Geri kalan diğer kurbanların gibi.
شأنه شأن باقي ضحاياك

Gördüğün gibi, kahramanlık yapmaya çalışıp onları Emma'ya vermen aptal kahramanlık hareketlerinin birçoğu gibi, işe yaramadı ve şimdi Rumple'ın eline geçtiler.
شأنه شأن معظم الأفعال البطوليّة الحمقاء، فشل -والآن هي بحوزة (رامبل )

Gilly ve diğer herkes gibi benim moron olduğumu düşünüyorlar.
يحسبني مغفلاً شأنه شأن (غيلي) والجميع

Peder Bard, kilisenin birçok genç üyesi gibi kendisiyle aynı fikirde olmayan görüşlere karşı tolerans göstermiyor.
الأب (بارد)، شأنه شأن أعضاء الكنيسة الشبان... لا يتسامح مع الآراء التي يختلف معها