Savannah'daki binaların geri kalanını sorarsan, hepsine ya bir hayalet dadanmış ya bir cadı ya da bir gremlin veya Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | بشبح مجنون أو ساحرة شريرة أو عفريت أو شئ من هذا القبيل |
Tamam, belki de kafandaki o şeyi çıkardıklarında, hayatın yeniden başladı ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | حسناً , ربما عندما سحبوا , مهما كان هناك , كأنكِ أعدتِ تشغيل نفسكِ أو شئ من هذا القبيل |
Gördüğün üzere burda ne kaset var ne teyip var ne de Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | أتري أنَّه ليس هناك أي حبال و حراسة أو أي شئ من هذا القبيل ؟ |
Son altı senede ayda bir sanırım, ya da Öyle bir şey. | Open Subtitles | ,لست متأكدّة ,مرة شهريا على مدى ست سنوات شئ من هذا القبيل |
Demir parmaklık ya da Öyle bir şey görmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا ترين قضباناً أو شئ من هذا القبيل ، أليس كذلك ؟ |
Siktir, Russell'a seni bir şekilde kaçırdığımı, ya da Onun gibi bir şey söylerim. | Open Subtitles | تبا اخبرهم انا وراسل اختطفناك او اي شئ من هذا القبيل |
Başka bir şey, şifre ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | انها كلمه مرور او شئ من هذا القبيل |
Yol tarifleri ve bir harita ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | أتجاهات و خريطة أو شئ من هذا القبيل |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شئ من هذا القبيل. |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شئ من هذا القبيل |
Onun gibi bir şey, efendim. | Open Subtitles | شئ من هذا القبيل,سيدي,نعم |
Onun gibi bir şey, evet. | Open Subtitles | شئ من هذا القبيل ، اجل |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شئ من هذا القبيل |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شئ من هذا القبيل |
- Evet. Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | اجل , شئ من هذا القبيل |
Ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | أو شئ من هذا القبيل |
Bir daha Öyle bir şey yapmaya kalkışmadı. | Open Subtitles | الآن ، إنها لم تحاول فعل شئ من هذا القبيل |
Bana bir şey olursa, havaalanında durdurulursam ya da Öyle bir şey bunu Fransız elçiliğinde, Gil Mousseau'ya götür. | Open Subtitles | لو حدث شئ لى , لو تم توقيفى فى المطار او اى شئ من هذا القبيل خذى هذا الى السفاره الفرنسيه الى جيل موسوه |
Bir daha Öyle bir şey yaparsam, vur beni. | Open Subtitles | حسنا ، إذا فعلت شئ من هذا القبيل مرة أخرى أطلقوا علي الرصاص |
Bir tanesi vurucu bir adam çıktı ve diğeri sınır dışı edilmiş ya da Öyle bir şey ki kimse onu bulamıyor gözüküyor. | Open Subtitles | واحد منهم يكون رجل احمق والاخرين يكونو اشبة بالمنفين او شئ من هذا القبيل يبدو انه لا احد يستطيع ان يجدها |
Evet, o da Böyle bir şey söyledi. Tamam, bu da demektir ki hikâyenin yarısındayız. | TED | قالت نعم، شئ من هذا القبيل. حسنا، هذا يعني أننا في نصف القصة. |
Veya "Kaybetmek ne demekmiş, öğreteceğim sana." bunun gibi bir şey. | Open Subtitles | أو سأجعلك تتعلم كيف تكون الخسارة أو شئ من هذا القبيل |