Kundakçıların çete bağlantısı olduğuna dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن الحرائق المفتعلة قد يكون عصابة ذات الصلة. |
Adı llluminata. Mistik kuantum özellikleri olduğuna dair söylentiler varmış. | Open Subtitles | إنها تسمي "إلميناتا"هناك شائعات بأن لها خصائص نوعية شبه غامضة |
Binlerce seçim kağıdının çalındığına dair dedikodular var. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن هناك مئات الآلاف من أوراق الأقتراع المسروقة |
Bay Reycraft'ın bir çalışanıyla uygunsuz bir ilişki yaşadığına dair dedikodular var. | Open Subtitles | كانت هناك شائعات بأن السيد رايكرافت على علاقة غير لائقة مع احدى الموظفات. |
Bazı kurbanlarda uçaksavar mermisi ile uyumlu yaralar olduğu söylentilerine ne cevap vereceksiniz? | Open Subtitles | كيف ترد على شائعات بأن بعض الضحايا لديه جروح مطابقة لطلقات مضادة للطائرات؟ |
Bazı kurbanlarda uçaksavar mermisi ile uyumlu yaralar olduğu söylentilerine nasıl cevap vereceksiniz? | Open Subtitles | كيف ترد على شائعات بأن بعض الضحايا لديه جروح مطابقة لطلقات مضادة للطائرات؟ |
Ancak dedikodulara göre kara kuvvetlerinin birkaç güne Tahran'da olmaları bekleniyor. | Open Subtitles | ولكن هناك شائعات بأن القوات البرية يشقون طريقهم عبر الحدود متجهين نحو طهران في الأيام المقبلة. |
İşittiğim söylentilere göre Spartacus halkı arasında tanrı olarak görülüyormuş. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات بأن (سبارتاكوس) يعتبر إله بين قومه |
Tanya'nın onu sevmediğine dair söylentiler vardı ama Miron bununla ilgili hiç birşey söylemedi. | Open Subtitles | كانت هناك شائعات بأن تانيا لم تحبه لكن ميرون لم يقل شيئا عن ذلك |
O şirkette şoför olan bir adamla konuştum ve kontratın iptal olacağına dair söylentiler duyduğunu söyledi. | Open Subtitles | رجل تحدثت معه يتاجر بالاسم يقول إنه يسمع شائعات بأن العقود سيتم إلغائها |
Amerika'nın barış görüşmeleri için masaya oturacağına dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن "أمريكا" ستتفاوض إلى السلام |
...insanları mümkün olduğunca çabuk taşımaya çalışıyor ama halk sığınaklarının, bu kimyasal silahlara karşı güvenli olmadığına dair dedikodular var. | Open Subtitles | حاولوانقلالناس... بأسرعوقتممكن، لكن هناك شائعات بأن هذه الملاجئ العامة ليست آمنة |
Zengin bir destekçisinin, Snowden'i Hong Kong'da bir yerde özel malikânesinde sakladığına dair dedikodular ortaya çıktı. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن احتفظ مخبأة من قبل صديق الغني - - وفي قصر خاص خارج هونغ كونغ. |
Biliyor musun, duyduğum dedikodulara göre sadece zihnini kullanarak telefonları dinleyebiliyor, tek bir parmak şıklatmasıyla banka hesaplarına girebiliyormuşsun. | Open Subtitles | أتعلم لقد سمعت شائعات بأن يمكنك التنصت على الهواتف بذهنك وحسب واقتحام الحسابات المصرفية بنقرة إصبع. |
İşittiğim söylentilere göre Spartacus halkı arasında tanrı olarak görülüyormuş. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات بأن (سبارتاكوس) يعتبر إله بين قومه |
Ayrıca söylentilere göre Elihu Brown'un kalıcı uşaklarından ikisi Ocak ayında hasta olmuş fakat belli sebepler yüzünden bu durumu saklamış. | Open Subtitles | وهناك شائعات بأن (اليهو براون) بأنّ إثنان من عمّاله سقطا مريضين في جانفي ولكنّه لم يقم بأي شيء لأسباب واضحة |