"شابه لكن" - Traduction Arabe en Turc

• ama

Tüm bu sert adam klişesini yapmak zorunda olduğunu anlıyorum ama ikimiz de biliyoruz ki gerçektende bir kadına vurmayacaksın.
حسناً، أعلم أن عليك أن تٌظهر أنك قوي وما شابه لكن اسمع، كلانا نعلم أنك لن تقوم بضرب سيدة حقاً

Sanırım emekli falandı ama yinede onun arabasını alamazdım, bir polis arabası üzerinde izleme cihazı falan olabilirdi.
أظن أنه متقاعد أو ما شابه لكن مع ذلك يا رجل لا أستطيع أخذ السيارة اللعينة إنها سيارة شرطي تحتوي على معدات للتعقب

-Sanırım emekli filandı ama yine de onun arabasını alamazdım.
أظن أنه متقاعد أو ما شابه لكن مع ذلك يا رجل

Sonra ne yapacaksın, planın var mı bilmiyorum ama ilgilenirsen iki sokak ötede bir arkadaş parti veriyor.
اسمع، لا أعرف ما وراءك بعد هذا إن كانت لديك خطط أو ما شابه لكن أحد أصدقائي يقيم حفل بعد عمارتين إن كنت تريد المجيء

Abartılı görünmek istemem ama ilişkide seviye atlamalıyız diye düşünüyorum.
لا أريد أن أكون مبالغاً أو ما شابه لكن أظن أننا نأخذ الأمور لمنحنى آخر

Bu işin uzmanı değilim ama yapım kalitesi bana biraz amatörce geldi.
حسنا، لست خبيرا في الميدان أو ما شابه لكن نوعية الإنتاج بدت هاوية بالنسبة لي

Keyfini kaçırmak istemem ama güneşin doğmasına iki saatten az kaldı.
, بدون قصد أن أضغط عليك أو ما شابه لكن بقي لنا ساعتين حتى شروق الشمس

Senin maneviyatçı falan olduğunu biliyorum ama haham ya da papaz istemiyorum, dini hiçbir şey olmayacak.
متدين و ما شابه , لكن لاأريدقساوسةأورهبان, لا شئ ديني

Yine de şarkılarla falan yardımcı olurum ama... tamamen ilgilenmek için vaktim yok artık.
سأظل متواجداً لمساعدتكم في الغناء و ما شابه لكن .. لم يعد لدي وقت لكل شيءٍ

Şimdi, bu hediyelerin çoğunun kimsesizler için olduğunu biliyorum ama... sana özel bir şey satın aldım.
الآن, أعلم أن الكثير من هذه الهدايا هي لأيتام أو ما شابه لكن..

Tamam, zenginsin falan ama aynısını benim sana söylemem lazımdı.
لقد ظننت أنك غني و ما شابه لكن هذا ما يجب أن أقوله أنا

Bir tür işaret gibi. ama her şeyi elime yüzüme bulaştırdım.
وكانها علامة او ما شابه لكن تأمل ما فعلت

Gidip de zımba gibi şeyler almayacağım ama bir davada çalışırken bir çift göze ve konuşacak birine ihtiyacın olursa beni arayabilirsin.
ولن أخرج وأجلب لك مشابك أو ما شابه لكن إن كنت تعمل على قضية، وتحتاج إلى رأي آخر وشخص تتحدث له إذاً يمكنك أن تهاتفني

Şimdi spor salonuna gidip biraz küçülmen gerek, her neyse ama git kafanı bulutlardan indir ve onu ait olduğu bu masanın üzerine geri getir.
فعليكِ الإنضمامُ لنادٍ رياضي تذهبي لطبيب نفسي أو ما شابه لكن عليكِ تصفية ذهنِك

Bir spor salonuna git, bir psikiyatrist ile görüş ama kafanı bulutlardan çıkar ve ait olduğu masanın arkasına yerleştir.
فعليكِ الإنضمامُ لنادٍ رياضي تذهبي لطبيب نفسي أو ما شابه لكن عليكِ تصفية ذهنِك

- Hoş. Kötü ve berbat ama pantolon hala slim. Poponu kavrıyor.
إنّه بشع وما شابه لكن ما زال السروال نحيفاً، سيظهر مؤخرتكِ.

Biliyorsun, bir tören ya da o tarz bir şey beklemiyordum ama neden herkes gitmem için bu kadar hevesli?
لعلمك، لم أتوقّع استقبالي بموكب حافلٍ أو ما شابه لكن لمَ عسى الجميع متلهّف جدًّا لمغادرتي؟

İhtiyar kudreti midir nedir bilmiyorum ama bu yılki iyileşme zamanım geçen sezonlara kıyasla daha çabuk oldu.
لا أعلم ما إذا كانت قوة رجل قديمة أو ما شابه لكن وقت إستشفائي ذلك العام كان أسرع من أى موسم آخر

Eski menü artık yok. ama yine de güzel.
،لم نعدّ نقدم المقابلات أو ما شابه لكن المأكولات جيدة جدًا

Bir köpeği falan kurtardığımı söylemek isterdim... ama sadece metro çıkışında montum bir başkasının montuna dolandı.
اعلم أنني يجب أن اتعذر بأعذار لائقة وما شابه لكن تبادلت المعطف مع شخص غريب خارج النفق