Binlerce yıl önce büyük bir kaya çıkıntısının üzerinde güneş tanrısı Şalem'e taptıkları söylenir. | Open Subtitles | منذ الاف السنين, علي نتوء صخري كبير يقال انهم عبدوا شاليم اله الشمس الغاربه |
- Adı Şalem, kralın oğlu. | Open Subtitles | يُدعى (شاليم), وهو ابن الملك وقعت في الحب؟ |
Şalem'in böyle bir şeyi neden kabul ettiğini bir türlü anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا وافق (شاليم) على مثل هذا الطلب |
Aramızda olmayan Şalem ve yatalak erkeklerin hepsi karşı koyamayacak kadar ateşli ve acizlerdi. | Open Subtitles | الخنجر الذي ترك (شاليم) وكل رجال المدينة طريحي الفراش تُضعفهم الحُمّى ولا يقوون على المُقاومة |
Şalem'in verdiği beyaz şalım nerede? | Open Subtitles | وشــاحي الأبيــض الذي أهداني إياه (شاليم) أين هــو؟ |
Böylece, beraberce Şalem'in oğlunu dünyaya getirebiliriz. | Open Subtitles | كي نستقبل معاً ابن (شاليم) في هذه الدنيا |
İşte o gece, gizlice şehre girip Şalem'i, kralı ne kadar erkek varsa hepsini öldürdüler. | Open Subtitles | في تلك الليلة, تسللوا إلى المدينة وقتلوا (شاليم) والملك |
Şalem'in kanları üzerimdeyken ayaklarına kapandığımda da ağladı mı? | Open Subtitles | هل بكى حين ارتميت على قدميه مخضبة بدماء (شاليم)؟ |
Dina, Şalem'i öldüren babanın kılıcı değildi. | Open Subtitles | (دينة), لم يقتل (شاليم) بخنجره |
- Sence Şalem oğluna bunu mu layık görürdü? | Open Subtitles | أهذا ما كان يريد (شاليم) لإبنه بإعتقادك؟ لا... |
- Sana Bar Şalem adını veriyorum. - Güçlü bir bebek. | Open Subtitles | أُسميك (بار شاليم) |
Bak, Şalem. | Open Subtitles | أنظر يا (شاليم) |
- Şalem, gidelim hadi. | Open Subtitles | (شاليم)، لنذهب |
- Şalem'in. | Open Subtitles | -دمُ (شاليم ) |