...çalışmalara göre görgü tanığı saptamada yapılan hatalar doğrular kadar sık. | Open Subtitles | تبيّن الدراسات أنّ تحديد شاهد العيان خطأ أكثر مما هو صحيح، |
görgü tanığı dedi ki bir barı dağıtmış ve genç bir çifti arıyormuş. | Open Subtitles | قال شاهد العيان أن الهندي أطلق النار بحانة وأنه كان يبحث عن زوجين |
görgü tanığı bir silah sesi duyduğunu söylemiş ve bitişik binaya koşmuş ve arkasını dönüp bakmış ve o sırada Bay Logan'ı görmüş. | TED | شاهد العيان قالت أنها سمعت صوت إطلاق نار، ثم ركضت إلى المبنى، واستدارت وبحثت، وشاهدت السيد لوغان. |
içlerinde görgü tanığının akıl hastalığı sebebiyle görmezden gelinen bir ifade de dahil olmak üzere bir takım kilit delillleri gözden kaçırmış. | Open Subtitles | بما في ذلك البيان الذي تم تجاهله بسبب شاهد العيان المريض عقليّاً |
tanık kendisine gösterilen 6 kişiden birini seçmesi gerektiğini varsayabilir, değil mi? | Open Subtitles | بالضبط فإن شاهد العيان كان عليه أن يختار أحد هؤلاء الستة أشخاص |
görgü tanığı hâlâ mahkumiyet kararının ana dayanağıdır. | Open Subtitles | شاهد العيان ما زالَ المصدر الرئيسي للإتهاماتِ |
Bu akşam, görgü tanığı Haberleri'nde 23 yıldır komada olan bir adam uyandı. | Open Subtitles | الليلة على "أخبار شاهد العيان"، يستيقظ رجل كان في غيبوبة منذ 23 سنة. |
görgü tanığı olan öğrencilerden duyduklarımdan sonra bir teorim olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | مستندة على روايات شاهد العيان الطلاب تكلّمت معه، في هذه اللحظة أنا يجب أن أقول بأنّني ما عندي واحد. |
Lisa Bayle davasında ki görgü tanığı ile ilgili Don'a bir şeyler sormak istiyordum. | Open Subtitles | أهنالك شيء؟ أردت أن أسأل دون عن شاهد العيان في قضية بايل |
Bu yüzden görgü tanığı şahitliğinin adı güvenilmez olarak çıkmıştır | Open Subtitles | لهذا شهادة شاهد العيان لا يُعتد بها أحياناً |
Yeni şüphelimiz bu ya da elimizdeki tek görgü tanığı. | Open Subtitles | إذا فهو إما متهم جديد أو شاهد العيان الوحيد الذي لدينا |
Tek görgü tanığı kendisi ve uzak tutulması gerekiyor. | Open Subtitles | إنه شاهد العيان الوحيد ويجب أن يتم عزله. |
Bu da İçişlerini arayan görgü tanığı demek. | Open Subtitles | ما يعني شاهد العيان الذي اتصل بالشؤون الداخلية؟ |
Masum insanları serbest bırakmak için DNA testinin kullanıldığı 1989'dan beri bozulmuş mahkumiyetlerin %70'inden fazlası, görgü tanığı ifadesine dayalıydı. | TED | منذ 1989، عندما استخدم تحليل الحمض النووي لأول مرة لإطلاق سراح الأبرياء، تم إبطال 70 بالمئة من التهم التي كانت ترتكز على شهادة شاهد العيان. |
görgü tanığı sadece Bobby Munson'ı tanımladı. | Open Subtitles | شاهد العيان قد يحدد هوية " بوبي مونسون " |
O zaman tek görgü tanığı oğlu. | Open Subtitles | إذن الصبي هو شاهد العيان الحقيقي الوحيد |
Davanın can alıcı noktası olarak görgü tanığının ifadesini kullanması bölge savcılığın hatası. | Open Subtitles | حسنًا، إذا فهو خطأ الإدعاء العام لإستعمال شهادة شاهد العيان كأساس للقضية |
- görgü tanığının ifadesine uyan var mı? | Open Subtitles | هل تطابق أي من هذه الصور مواصفات شاهد العيان خاصتنا؟ |
Bunu gören herhangi bir tanık bunu polisin silah koyduğu şeklinde yorumlayabilir. | Open Subtitles | آسف كنت أحاول تأمين السلاح رؤية شاهد العيان ربما تفسر خطئاً بزرع سلاح |
Normalde görgü tanıkları, en az güvendiğimiz kanıttır. Ama bu vakada en çok güvendiğimiz oluyor. | Open Subtitles | عادةً,شاهد العيان أقل دليل موثوقية لكن في هذه الحالة إنه الأكثر موثوقية |
Peki ya cinayetten önce seni kurbanla birlikte gören tanıklara ne diyeceksin? | Open Subtitles | ماذا عن شاهد العيان الذي شاهدكَ برفقة الضحية قبل الجريمة؟ |
Şahitlere göre hesabındaki tüm parasını çekip hesabı kapamak istiyormuş. | Open Subtitles | الراوي شاهد العيان قالت انها كانت هناك لتسحب كل رصيدها من الحساب وتغلقه. |