Teğmen Keith bir genç olarak sindirilmiş hayatının yönünü donanma havacılığına çevirmeye bakmış. | Open Subtitles | الملازم كيث تم التنمر عليه فى شبابه واتجه للطيران البحرى لتغيير مجرى حياته |
Lorduma genç yaşından beri sık sık olur bu. | Open Subtitles | اجلسوا أيها الأصدقاء كثيرأً ما تنتاب مولاى حالة كهذه ومنذ شبابه |
Yani gençliğinde üst düzey bir komutandı, beş yıldızlı general gibi? | Open Subtitles | مثلا في شبابه كان قائد القوات الأعلى و جنرال بخمس نجوم |
gençken, annesi ve üvey babası içerdeyken evi yakmakla tehdit etmişti. | Open Subtitles | يذكر في شبابه انهاً هدد والدته و زوجها بحرق المنزل عليهم |
Her hayvanın, sonsuza kadar gençliği arkada bırakıp yetişkinler dünyasına girme vakti gelir. | Open Subtitles | ثمّة وقت يجب أن يخلّف كل حيوان فيه شبابه ويدخل عالم البالغين للأبد |
Orada, kırbaç darbeleri ve prangalarla, güneşin altında... ilk gençlik ve delikanlılık günlerini... köleciliğin yok oluşunu düşleyerek yaşadı. | Open Subtitles | قبل عيد ميلاده الثالث عشر هناك , تحت السياط و السلاسل و تحت أشعة الشمس لقد عاش شبابه و سنين رجولته المبكرة |
Bir çoğunu. Birisi gençliğini yeniden kazanmak istiyorsa, geçmişteki ahmaklıklarını tekrarlamalıdır. | Open Subtitles | لكي يستعيد المرء شبابه مرة أخرى ، يجب عليه أن يعيد أخطاءه |
Dahası, gençliğinin harika teorilerini savunuyor. | Open Subtitles | بل وأكثر من ذلك، يناقض نظرياته العبقرية التي أنتجها في شبابه. |
O kadar genç. Bir bebek gibiydi, 15 yaşında. | Open Subtitles | كان في ريعان شبابه , بدى كالطفل عمره 15 سنة |
İsa'yı genç bir Noel Baba gibi.. | Open Subtitles | الذين يؤمنون أن المسيح هو سانتا كلوز في شبابه. |
Sevdiğin birinin ölümü her zaman üzücüdür ama genç birinin ölümü çok daha acı verici olabilir. | Open Subtitles | موت أحد الأحبة دائماً يكون مأساوي لكن موت شخص في شبابه يمكن أن يكون مؤلم جداً |
İnanılmaz bir şekilde, bu adam gençliğinde bir köle gemisinin kaptanı olarak onlarca yıl geçirmişti, sonrasında kölelikte yatırımcı olarak zengin olmuştu. | TED | وعلى نحو مدهش، قضى هذا الرجل عقودا من شبابه كقبطان سفينة عبيد وثم كمستثمر في العبيد، وأصبح غنيا عن طريق ذلك. |
gençliğinde az da olsa pornografi izlememiş olan kimse, nadir bir insandır. | TED | إنّه شخص نادر من لم يشاهد بعض الإباحية في شبابه. |
Julian amca gençliğinde eski şirketleri protesto ettiklerini söylerdi. | Open Subtitles | العم جوليان كان أخبرني عن شبابه احتجاجا على الشركات القديمة |
Henüz gençken eğlenmek istiyorum. | Open Subtitles | ،لا أريد أن أُدفن هنا فالإنسان في حاجة لبعض المتعة أثناء شبابه |
Hangimiz gençken vurulmadı ki? | Open Subtitles | من ذاك الذي لم يتعرض لاطلاق النار أو الطعن في شبابه ؟ |
Bana çılgın gençliği ile ilgili hikayeler anlatmayı severdi. | Open Subtitles | لقد أعتاد أن يخبرنى قصصا عن شبابه الجامح |
Bunda bir şey var. Onun gençliği, onun vücudu onun saflığı onun kahrolası şehveti. | Open Subtitles | هنالك سبب لذلك لكي يثبت شبابه و سذاجته و لهفته |
gençlik ideolojilerini terk ederek nihayetinde Eisenhower'ı savundu. | Open Subtitles | تخلى عن أيديولوجيات شبابه. ففي نهاية المطاف صوت لأيزنهاور. |
Yerine otur, ufaklık. Ve ülkesi için gençliğini feda etmiş birinin sözlerini dinle. | Open Subtitles | الآن اجلس أيها الصغير، واستمع لشخص منح شبابه في خدمة هذه الدولة |
gençliğinin ve enerjisinin orada daha çok işe yarayacağı düşünüldü. | Open Subtitles | لقد تم الكشف على شبابه وحماسه يجب استخدامه في مكان أفضل |
Portrenin yılların yükünü ve acısını yüklenmesi için tutku ve ihtirasla dolu korkunç bir anda dua etmeden önce gençliğin saf güzelliğine sonsuza dek sahip olabilmeyi çok istemişti. | Open Subtitles | إنه يتوق لنقاء شبابه الغير ملوث قبل أن يقوم بالصلاة في لحظة موحشة من الكبرياء و العاطفة بأن تحمل الصورة أعباء السنون و فساده |
- gençliğine ve öfkesine bakılırsa ilk düşündüğümüz gibi baba rolünü oynamıyor. | Open Subtitles | ولديه شبابه وغضبه انه لا يحاول ملء دور الأب مثل ما إعتقدنا في البداية. |
Gerçek şu ki onunla, fikirleriyle geçmişi ve gençliğiyle ilgili pek çok şüphem vardı. | Open Subtitles | الحقيقة هي، كان لدي الكثير من الشكوك عنه وعن أفكاره عن ماضيه عن شبابه |
Benim gibi, Alex gençliğindeki belirgin olaylarla tanımlanmış. | Open Subtitles | مثلى.اليكس كان محاطا... باحداث خاصة فى شبابه. |