Yoksulluktan gelen biri olarak, bu benim için kişisel bir mesele. | TED | وكشخص عانى من الفقر، إنها مسألة شخصية بالنسبة إلي. |
Bu davayı kazanmak benim için kişisel mesele haline geldi. | Open Subtitles | الفوز بهذه القضية أصبح مسألةً شخصية بالنسبة لي |
Senin için kişisel mesele bu. | Open Subtitles | انها مسائلة شخصية بالنسبة اليك |
Bak, bu dava senin için kişisel. | Open Subtitles | إسمع، هذه القصية شخصية بالنسبة لك. |
Bu benim için kişisel hale geldi artık. | Open Subtitles | إنها نسألة شخصية بالنسبة لي الآن |
Scarn. Benim için kişisel bir iş bu. | Open Subtitles | هذه المهمة شخصية بالنسبة إلي |
Bu bizim için kişisel mesele değil. | Open Subtitles | ليست مشكلة شخصية بالنسبة لنا |
Benim için kişisel mi yani? | Open Subtitles | هذه الحرب شخصية بالنسبة لي ؟ |