- Duydum da şimdilerde önemli biri olmuşsun. - Sana göre, ben aynı küçük çocuğum. | Open Subtitles | سمعت أنك أصبحت شخص مهم جدا ــ معك سأظل دائما ذلك الولد الصغير |
önemli biri öldüğünde, bir bilgisayar dosyası olan "deep freeze" e gideriz ve bütün ölüm ilanlarıyla birlikte ölen kişinin hayatını orada buluruz. | Open Subtitles | نعم حسناً, إذا توفي شخص مهم نذهب إلى حاسوب الملفات ونجد ملف ذلك الشخص وسيرة حياته |
Böylece ben de, George Washington'la bağlantı kurmaya zahmet ediyorlarsa gerçekten önemli birisi olmalısın diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد فهمت أنهم صعدوا الموضوع .. إلى حد إبلاغ جورج واشنطون لابد أنك شخص مهم جداً فى الحقيقة .. |
Ailem masalarına çok Önemli birini davet etmişler tamam mı? | Open Subtitles | أبوايّ فقط دعوا شخص مهم للجلوس في منضدتهم. |
Yüzünden anlaşıldığı kadarıyla, senin için önemli biri olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني التوقع من النظرة التي تعلو وجهك أنه شخص مهم بالنسبة لك |
Bizim için çok önemli biri bizi terk edince gittiğini kabul etmek zor olabilir. | Open Subtitles | عندما يتركنا شخص مهم لنا قد يكون من الصعب تقبل رحيله |
Sen benim için önemli biri değilsin ve aramızda bir şey yok. | Open Subtitles | أنت لست شخص مهم بالنسبة لي وليس هناك شيء بيننا |
Onun ayakçısı kravat taktığına göre, o birisi oldukça önemli biri olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون شخص مهم جدا إذا له صبي مأمورية يرتدي ربطة عنق. |
Ancak önemli biri olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | . لكن أعتقد إنكِ شخص مهم لي بطريقة ما |
Tesadüfen bir yeteneğinizin farkına varırsanız ve önemli birisi tesadüfen onu görürse güzel şeyler çok sıkı çalışmadan da olabilir. | Open Subtitles | إذا تعثرتما على موهبة مذهله عن طريق الخطاء ومن ثم شخص مهم يراها من قبل الصدفه الأشياء المذهله قد تحدث بدون أية جهد |
Evet, genellikle öyledir, ama anlaşılan annen çok Önemli birini... tanıyor olmalı ki işe alındın. | Open Subtitles | ,أوه نعم, عادتا الأمر كذلك ولكن على ما يبدو ان أمك تعرف شخص مهم جدا لذلك تم توضيفك |
Fiyasko bir parti. VIP'ten doğru düzgün kimse yok. | Open Subtitles | ليست حفلة مهمة ولن يحضرها أيّ شخص مهم |
Cochran, Washington'da büyük adam olacak. | Open Subtitles | أعلم بأن كوكران سيصبح شخص مهم في واشنطون. |
Ve ben de fileto, az pişmiş olsun, çünkü pahalı tadı güzel ve ben önemli biriyim. | Open Subtitles | و أنا سآخذ شريحة السمك النادرة لأنها باهظة الثمن و طعمها لذيذ , و أنا شخص مهم |
Senden önemli birinin ülkeden kaçmasını önlemeni istiyorum. | Open Subtitles | انا اطلب منك منع شخص مهم من الفرار من البلد |
Çocuklar, gerçekten önemli biriyle tanışmak üzere olduğunuzu asla bilemezsiniz. Hayat sizi uyarmaz. | Open Subtitles | لا تعرف متى ستقابل شخص مهم جداً ليس الأمر وكأن الحياة ستعطيك تنبيه |
Gerçi gezdirmen gereken daha önemli birileri vardı ya. | Open Subtitles | إلا إذا كنت مع شخص مهم |
Bir başka pezzo da novanta. | Open Subtitles | شخص مهم |
Hayatımdaki en önemli insanın sen olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعلم إنّك أكثر شخص مهم في العالم بالنسبة ليّ، صحيح؟ |
Kural olarak işimi, bir kişiye söyleyebilirim gerçekten önemli bir kişiye, bu yüzden... | Open Subtitles | فقط اسمعيني، حسنًا؟ القاعدة أن يمكنني إخبار شخص واحد، شخص مهم للغاية، لذا.. |
Hayatta tutmanız gereken en önemli kişi kendinizsiniz. | Open Subtitles | أكثر شخص مهم ليبقى حيا هو أنت. |
Ekşi, agresif tatlar, hayatındaki önemli birine karşı bilinçaltında saldırganlık duyduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الحموضة، النكهة العدوانية، أنتِ توجهين العدائية نحو شخص مهم في حياتك |
Ama demek istediğim bu değil Rudy sen önemli birisin. | Open Subtitles | لكن ليس هذا ما أقول أنت شخص مهم بالنسبة لرودي |