Ne bileyim. Kendimi hiç öyle çok yakışıklı biri olarak görmedim. | Open Subtitles | لا أعرف، لم أرى نفسي أنني شخص وسيم |
Böyle yakışıklı biri yanımda olsaydı, | Open Subtitles | إن كان بقربي شخص وسيم |
"Yakışıklı çocuk." | Open Subtitles | "إنه شخص وسيم". |
"Yakışıklı çocuk." | Open Subtitles | "إنه شخص وسيم" |
- yakışıklı bir adam gördüm. Sakıncası yoksa ben kaçıyorum. | Open Subtitles | برفقة أي شخص وسيم يمر بي أنا مغادر , ان لم يكن لديك مانع |
yakışıklı bir adam asla senin gibi yalnız kalamaz. | Open Subtitles | شخص وسيم مثلك . لا يُمكنْ أن يكون وحيداً |
Evet. Bence sen yakışıklı bir tipsin. | Open Subtitles | أجل, أعتقد بأنك شخص وسيم |
Senin gibi yakışıklı biri. - Bana kız yok. | Open Subtitles | شخص وسيم مثلك ؟ |
"Yakışıklı çocuk." | Open Subtitles | "إنه شخص وسيم" |
Kim bu çocuk? "Yakışıklı çocuk." | Open Subtitles | "إنه شخص وسيم" |
"Yakışıklı çocuk." | Open Subtitles | "إنه شخص وسيم" |
Alışılmadık derecede yakışıklı bir adam, yalnız dizüstünde kendisini fakirlikten kurtarıp kendi evine çıkaracak olan bu yazın gözde filmini yazıyordu. | Open Subtitles | شخص وسيم بشكل غير تقليدي, يعمل على الكمبيوتر المحمول, يكتب القصة التي ستنقله من الفقر وتضعه في منزله الخاص. |
Alışılmadık derecede yakışıklı bir adam kendisinden olma ihtimali olan ama bunu bilemeyeceği bir bebeğe bakıyordu. | Open Subtitles | شخص وسيم بشكل غير تقليدي, ينظر إلى الطفل الذي ربما يكون إبنه, ولكنه لا يسستطيع المطالبة به. |
yakışıklı bir adam bulup aşk yaşamamı söyledi. | Open Subtitles | وإقامة علاقة حب مع شخص وسيم. |
Evet. Bence sen yakışıklı bir tipsin. | Open Subtitles | أجل, أعتقد بأنك شخص وسيم |