- açıklamak mı? - Açıklayabilirim. | Open Subtitles | لستُ متأكداً من وجود أشياءاً كثيرة تستطيع شرحها, كان لدينا صفقة |
FBI, ATF, ve DEA'den kaçsanız bile suç hayatınızı Maliyeye açıklamak zordur. | Open Subtitles | حتى لو كنت تهرب من المكتب الفيدرالي و الاتحاد الفيدرالي و مكافحة الإرهاب حياة الجريمة يصعب شرحها لمصلحة الضرائب |
Bir arkadaşım bana açıkladı, 79 devriminden önce | TED | أحد الأصدقاء شرحها لي , قبل ثورة سنة 79 |
Size bu çalışmaları çabucak anlatacağım, çünkü onları çok uzun süre açıklayamam. | TED | وسأقودكم بسرعة خلال هذه الأعمال لأنني لا أستطيع شرحها لفترة طويلة |
Hayır, açıklayamadığım şeyler yapan üç kişi oldu. Bir saniye. | Open Subtitles | لنجعلهم ثلاثة أشخاص يمكنهم فعل أشياء لا يمكن شرحها |
Bütün bunları öğretmenin Açıklaması sana hiç acı vermiyor mu? | Open Subtitles | ألا تجد أنه من السيء أن المدرس شرحها كلها ؟ |
Bu dünyada izah edilemeyen pek çok şey vardır. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء في هذا العالَم لا يمكن شرحها |
Sen benden daha iyi açıklayabilirsin... | Open Subtitles | انني اشاهدها في هذا العمل ويمكنني شرحها بصورة افضل |
Kimyasal bileşimleri araştırmak ve daha açıklayamayacağım onca şey. | Open Subtitles | بحث المكونات الكيميائية و اشياء لا استطيع حتى شرحها |
Şu koca ağaç ve Mugen Tsukuyomi'yle ilgili açıklamak istediğim şeyler var. | Open Subtitles | فثمة أمور علي شرحها بشأن تلك الشجرة العملاقة والتسوكويومي السرمدية. |
açıklamak istediğim çok fazla şey vardı. | Open Subtitles | كانت هناك كثير من الأمور التي أردت شرحها لك |
Memur Pennebaker'ın hareketlerini açıklamak imkânsız olunca | Open Subtitles | بينما افعال الظابط بينيبيكر تبدوا من المستحيل شرحها لقد اقترحت ان عنوانه الالكترونى |
Tam değil ama avukatım onları bana açıkladı. Hoşçakal. | Open Subtitles | ليس فعلاً ، لكن المحامي شرحها لي ، وداعاً |
Evet. Yargıç bana böyle açıkladı. Kamu güvenine ihanet ettim. | Open Subtitles | اجل فعلت , كما شرحها لي القاضي فقد خنت ثقة العامة |
Birçok örneklerim var -- Ben bir hikaye yazdığımda bunun gibi birçok durumla karşılaşırım, ve nedenini açıklayamam. | TED | لديّ الكثير من الأمثلة -- لديّ العديد من النماذج عندما أكتب قصتي، ولا أستطيع شرحها. |
Tarif edemem. açıklayamam bile! | Open Subtitles | لا استطيع وصفها ولا حتر شرحها |
Anlatamadığım şeyler, açıklayamadığım şeyler var | Open Subtitles | أمور لا يمكنني التحدث حولها أمور لا يمكنني شرحها |
açıklayamadığım şeyler görmeye başladım ve delirdiğimi düşündüm. | Open Subtitles | لقد بدأت برؤية اشياء لم استطع شرحها واعتقدت باني سأجن |
Açıklaması zor. Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | من الصعب شرحها , ولكن يجب عليك أن تثق بي |
Açıklaması, hayatımın küçük engelleriyle böyle başa çıkıyorum. | Open Subtitles | شرحها ، إنها طريقة تعاملي مع إخفاقاتى الصغيرة ، أفصح |
Bu dünyada izah edilemeyen pek çok şey vardır. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء في" "هذا العالم لا يمكن شرحها |
Çünkü gerçeği söyleyerek de açıklayabilirsin! | Open Subtitles | لأنهم يمكنكم شرحها بالحقيقة |
Dinle bak, sana açıklayamayacağım şeyler olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | اسمعي انا اخبرتك ان هناك اموراً لا استطيع شرحها لك |