Ingot şirketini kurtarmak için herşeyi yapar. Toplu katliam bile. | Open Subtitles | انها مستعدة لفعل أي شيء لانقاذ شركتها حتى القتل الجماعي. |
İşi Blair gibi kendi şirketini yöneten genç bir iş kadınından öğrenmemden daha iyi ne olabilir? | Open Subtitles | ماذا أفضل من التعلم من سيدة أعمال صغيرة مثل بلير والتي تُدير شركتها بنفسها؟ |
şirketi bu yolda ilerlemeye devam ederse sen de emekli olup ev beyi olabilirsin. | Open Subtitles | حسنا، إذا إستمرت شركتها على هذا المنوال يمكنك أن تتقاعد مبكرًا وتصبح راعي المنزل بينما هي تعمل لأنه عندما تنظر ليّ |
şirketi bir gizli dinleme aygıtını yarattı. Pakistan'ın ISI tarafından kontratlı. | Open Subtitles | شركتها إبتكرت جهاز تنصت التي كانت متعاقدة مع المخابرات الباكستانية |
Bu ve benzeri pek çok şekilde, müşteri ve müşteri adaylarının gözünde şirketinin değerini ve kendi değerini düşürüyordu. | TED | بهذه الطريقة وعدة طرق متواضعة أخرى، كانت تقلّل من شأن شركتها في أعين العملاء المحتملين، وتقلّل من شأن نفسها. |
Bayan Lockhart ile önceki şirketinde de beraber çalışmıştınız değil mi? | Open Subtitles | و انتِ عملت مع الانسة لوكهارت في شركتها السابقة، اليس كذلك؟ |
-Derevko'yu ve şirketinden kalanları aramamız konusunda Bay Sark bizimle çalışacak. | Open Subtitles | السّيد سارك يتعاون الآن معنا في مستمرنا إبحث عن دريفكو وبقايا شركتها. |
Ama Monroe 2 yıldır kendi şirketiyle çalışmamıştı ve destansı yapım Cleopatra'daki masraflı gecikmeler yüzünden Fox mali sorunlar yaşıyordu. | Open Subtitles | لكن مونرو لم تعمل في شركتها الخاصة لسنتين و شركة فوكس كانت تواجه مشاكل مالية خطيرة بسبب التأجيلات المكلفة خلال إنتاج ملحمة كليوباترا |
Kendi şirketini oturtana kadar uzak durmak bizim için iyi olacak. | Open Subtitles | ستكون نصيحتنا لتوجيه واضح حتى تؤسس شركتها نفسها. |
Yalnızca harika annenin yeni hukuk şirketini ziyarete geldim. | Open Subtitles | لا شيء. فقط ازور امّك الجميلة في شركتها الجديدة للمحاماة |
Önce geçici eleman olarak, sonra kendi şirketini kurdu. | Open Subtitles | كعاملة مكتب في بادىء الامر ثمَ أنشأت شركتها الخاصه |
Ama madem şimdi kendi şirketini yürütüyor, yeni birilerine mentorlük edebilirim. | Open Subtitles | لكن الان تقوم بإدارة شركتها الخاصة وأريد إرشاد شخص جديد |
Dışarıdan tam olarak şöyle görülecek açgözlü petrol şirketi yöneticisi kanlı ellerini para fabrikasından ayıramıyor. | Open Subtitles | وهذا ما سيبدو عليه الأمر جشعة تتشبث في اموال شركتها بدماء لطخت ايديها |
Ziyaret değil. Burası onun da şirketi. | Open Subtitles | حسنًا، إنّها ليست زيارة فهذه شركتها أيضًا |
Jia'nın konferansa yalnız katılması gerekiyordu, fakat şirketi son anda onunla birlikte bir çalışanı daha yollamaya karar verdi. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تَحضُر (جا) المؤتمر بمفردها و لكن قررت شركتها أن ترسل برفقتها زميلاً في اللحظة الأخيرة |
Paranın onun şirketi yoluyla nasıl geldiği anlaşılıyor. | Open Subtitles | لهذا السبب المال جاء من شركتها |
Ama şirketinin onca parayı bu goril için harcadığını hiç sanmam. | Open Subtitles | ولكن المال الذي تنفقه شركتها لايمكن أن يكون من أجل غوريللا |
şirketinin, çalışmalarımı duyduğunu ve Hiçbir fiyatın beni NASA'dan | Open Subtitles | وقالت أنّ شركتها قد سمعت عن عملي وأنّه لا يوجد سعر مرتفع للغاية |
Kendi şirketinde çalışan bir yabancıyla şehveti için cinsel ilişki kurmaya kalkışmış olan evli bir kadın. | Open Subtitles | مع رجل غريب يعمل فى شركتها وعندما رفض الرجل.. فان هذه المرأة |
Derevko'yu ve şirketinden kalanları aramamız konusunda Bay Sark bizimle çalışacak. | Open Subtitles | السّيد سارك يتعاون الآن معنا في مستمرنا إبحث عن دريفكو وبقايا شركتها. |
Sadece onunla değil şirketiyle- ...sonsuz kaynakları olan şirketiyle. | Open Subtitles | ليس هي فقط بل مع شركتها الجشعة بلا حدود |
- ...karımla, onun hukuk firması hakkında görüşeceğini söyle yeter. | Open Subtitles | وتحدث إلى زوجتي عن شركتها أوه ... ذلك صحيح ... |
Kurbanlarını seçmek için ana Şirketin veri tabanını kullanıyormuş. | Open Subtitles | لقد إخترقت شركتها الرئيسية مستخدمةً المعلومات لتحدد ضحاياها |
Albümlerini yapan şirket nedenini aşırı yorgunluk olarak açıkladı. | Open Subtitles | الي مستشفى في لندن مساء البارحه شركتها المنتجه كانت قد قالت انها تعاني من مجرد اجهاد |