"شعبكِ" - Traduction Arabe en Turc

• halkını
• Halkın
• halkının
• insanlarınız
• Halkınızın

Biz yok edilirken halkını terk ettin.
لقد تخليتِ عن شعبكِ بينما كنا نتعرض للهلاك.

Senin halkını öldürmeye hiç niyetim yok ama sen bana Seçilmiş Kişi'yi verene kadar ayırt etmeden herkesi öldüreceğim.
ليس لديّ رغبةٌ في قتل شعبكِ ولكنّي سأقتهلم بلا حَيَاء حتى تسلّموني الشخص المختار خاصتكم

Sen halkını ya da inançlarını önemsemiyorsun.
أنت لا تهتمي بشأن شعبكِ أو معتقداتكِ.

Aralarında bir Deri Değiştiren olduğunu öğrenince Halkın ne yaptı?
مذا فعل شعبكِ عندما وجدوا متحولاً بينهم

Halkın canı pahasına mücadele ediyor.
شعبكِ يكافح من أجل حياتهم.

Ama kesildiğinde ve halkının yaptığı şeyi öğrendiklerinde sığınağı ele geçirecekler.
ولكن عندما يتوقف، ويكتشفون ما قام به شعبكِ لقد سرقوا القبو

Ama bunu yalnız yapamam, bu yüzden insanlarınız üzerinde, yaptığım deneyler sonucunda, işlemi tersine nasıl çevireceğim konusunda, bazı ipuçları temin ettim.
لكنّي لا أستطيع فعل ذلك وحدي لذا بعد أن أخذ نموذجي من تجربة شعبكِ عليّ

Halkınızın cesur olduğunu biliyorum, herkes bunun farkında.
أنا أعلم أن شعبكِ شجاع، ولا أحد ينكر هذا

O zaman arkana kendi halkını al.
إذاً وحدي شعبكِ وحدي شعبكِ ليقف خلفكِ.

Kendi halkını her şeyin önünde tutacaksın. Kendimi tanıyorum.
سـتضعين شعبكِ قبل كل شيء آخر

Buraya kendi halkını getirdiğini de biliyoruz.
-و نعلمُ أنّها تُحضرُ كلّ شعبكِ إلى هنا

halkını görmezden gelme.
لا تتجاهلي شعبكِ

Ama senin halkını tutacağım.
لكنني أحتجز شعبكِ

ve Halkın da en iyi savunucularını.
وسيخسر شعبكِ أفضل مدافع.

Halkın sana kulak verir.
تَلْفتُ إستماع شعبكِ.

Çünkü halkının özgürlüğünü sana verebiliriz.
لأننا يُمْكِنُ أَنْ نَعْرضَ عليك حرية شعبكِ

Senin ve halkının buraya barış için geldiğinizi söylemiştin.
قلتِ لي أنّكِ و شعبكِ أتيتما إلى هنا مسالمين

Tabii sizin insanlarınız bize yeniden düşman olana dek.
هذا بالطبع إذا لم ينقلب علينا شعبكِ.

Aslında onlar sizin insanlarınız sayıIır, Majeste.
تقنياً، إنهم شعبكِ يا مولاتي.

- Halkınızın bize dair düşüncelerini biliyorum.
ما الذي يعنيه هذا؟ أعلم كيف يشعر شعبكِ عن شعبي