Ödüllü ve madalyalı sporcular takımlarından yalnızca fiziksel olarak değil, duygusal ve zihinsel olarak da yaralanarak ayrılıyorlar. | TED | مع جوائز وميداليات، غالباً ما يغادر الرياضيون فرقهم محطمين، ليس فقط جسدياً، بل شعورياً ونفسياً أيضاً. |
Norman'ın parmağıyla arasında olduğu gibi arabamla aramda duygusal bir bağ var. | Open Subtitles | أنا شعورياً متماسك بسيارتي مثل ما نورمان جسدياً متماسك مع أصباعه |
bilinçsiz olarak çevremizdeki dünyayı algılamayı sağlar. | Open Subtitles | بل و أنَّه يُغير لا شعورياً طريقة إدراك أنفسنا و العالم من حولنا. |
Yani, o bilinçli ya da bilinçsizce , bu büyü bizi sürükledi. | Open Subtitles | أَعْني، سَحبتْنا إلى هذه النوبةِ، شعورياً أَو لا شعورياً. |
Belki de ta başından beri bilinçaltım sadece uygun zamanı bekliyordu. | Open Subtitles | ربما خططت له منذ وقت طويل لا شعورياً كنت أترقّب الوقت المناسب |
Bilinçaltında, Charlie'nin iç görülerinden o kadar etkilenmişsin ki onu cinsel hüneriyle kafana sokuyorsun bu da inandığının onun zihinsel keskinliği olduğunu karşılıyor. | Open Subtitles | لا شعورياً انت معجبة به مع رؤى تشارلي أنت معجبة مع براعة الجنس يطابق ما تؤمنين يه أن يكون حدة قواة العقلية |
Eğer adet zamanlarının kadınları hem fiziksel hem duygusal olarak ne hale getirdiğini bilseniz, böyle şaka yapmazdınız. | Open Subtitles | إذا كنتم تعرفون ما يفعله الحيض للمرأة جسدياً و شعورياً لن تمزحوا |
Var oluşsal anlamda değil, fiziksel ve duygusal anlamda soruyorum. | Open Subtitles | لا أقصد من الناحية الوجودية، إنّما جسدياً. شعورياً. |
Ruhsal, duygusal, derin-in-your-kalp aşk. | Open Subtitles | روحياً ، شعورياً ، الحب العميق |
Hayır, duygusal yönden yani. | Open Subtitles | كلا، أعني شعورياً. |
Gözlemlerime göre Ajan Walker ilgili varlık ile duygusal olarak fazlaca iç içe. | Open Subtitles | حسناً بالإستناد إلى ملاحظتى فأن العميلة (والكر) متورطة شعورياً مع المساعد |
Sadece öfkesiyle hareket ediyorlar ve bu bilinçli ya da bilinçsiz olabiliyor. | Open Subtitles | إنهم مقادون بواسطة غضبها ...سواء كان غضبها شعورياً أو لا شعورياً |
"Hücresel hafıza", verici dokusundaki enerji ve bilginin alıcıya, bilinçli veya bilinçsiz olarak, nasıI transfer edildiğini açıklar. | Open Subtitles | توضح الذاكرة الخلوية كيف أن الطاقة والمعلوماتمن... نسيج متبرع يمكن أن تنتقل، شعورياً أو لا شعورياً، إلى المستلم |
- Birleştirdin. Bunu bilinçsiz olarak yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتها لا شعورياً. |
- Çünkü biz seni bilinçsizce yönlendirmek için bilgisayar oyunu sanatı tasarımı tekniğini kullandık. | Open Subtitles | لأننا إستخدمنا أحدث تقنيات تصميم ألعاب الفيديو لتقودك لا شعورياً. |
Sence bunu, Jackson'la olan ilişkimi baltalamak için, bilinçsizce yapmış olabilir miyim? | Open Subtitles | أتظنين أني فعلت هذا لا شعورياً فقط لإفساد علاقتي مع (جاكسون)؟ |
bilinçsizce dedim. | Open Subtitles | شعورياً |
bilinçaltım uygun anın gelmesini bekliyordu. | Open Subtitles | لا شعورياً كنت أترقّب الوقت المناسب |
Son teorimiz "bölünmüş dikkat"; déjà vu dikkatimiz belli bir nesne tarafından dağıtılırken beynimiz Bilinçaltında bir yerde gezdiği durumda oluşur der. | TED | نظريتنا الأخيرة تدعى الإهتمام المنقسم وتقول أن الديجافو يحدث عندما ينغمس الدماغ في البيئة المحيطة بنا لا شعورياً بينما نحن مشتتين بكائن معين واحد. |
Bilinçaltında, kurduğun ilişkilerin hiçbirinin bir yere varamayacağını biliyordun. | Open Subtitles | إذا ... مع كل علاقاتك هذه والتي كنت تعرفين لا شعورياً بأنها محكوم عليها بالهلاك |
Belki de Bilinçaltında Ricky'nin karısıyla yatma nedenin ondan bir tür intikam almaktı. | Open Subtitles | ربما لا شعورياً قد نمت مع زوجة (ريكي) كطريقة لكي تنتقم منه |