Kefareti ödeninceye kadar da iyileşmesi için dua edeceğiz. | Open Subtitles | و نصلى من أجل شفاؤه متى أكتمل من تكفير ذنوبه |
kefareti dolduğunda iyileşmesi için dua edeceğiz.. | Open Subtitles | و نصلى من أجل شفاؤه متى أكتمل من تكفير ذنوبه |
Onun iyileşmesi biraz zaman alacak. | Open Subtitles | يتطلب شفاؤه... زمناً |
Onu iyileştirmek seni zayıf düşürdü. Cora'yı iyileştirdiğimde bana olduğu gibi. | Open Subtitles | شفاؤه جعلكِ ضعيفة مثلما حدث معى عندما شفيت "كورا" |
Onu iyileştirmek seni zayıf düşürdü. Cora'yı iyileştirdiğimde bana olduğu gibi. | Open Subtitles | شفاؤه جعلكِ ضعيفة مثلما حدث معى عندما شفيت "كورا" |
Her zaman iyileştirilemez (incurable) olanın anlamının içten gelen iyileşme (in-curable) olduğuna inandım. | Open Subtitles | ـ أقول دائما أن "ما لا يمكن شفاؤه" ـ ـ يعني: "يمكن شفاؤه من الداخل" ـ |
Vlad bu aleti, serbest kalman durumunda sende iyileştirilemez bir yara açacak şekilde yaptı. | Open Subtitles | لقد بنى "فلاد" القفص لينزع أحشاءك إذا تحررت منه. ليقوم بجرح لا يمكن شفاؤه. |
Ve onu iyileştirmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نريد شفاؤه |