Ve kız kardeşi kendi yaşam izin o kesin bir delil olmadığı sürece, o muhtemelen popo gerektiğini ki. | Open Subtitles | أنه إذا لم يكن لديها دليل قاطع فمن الأغلب أن عليها أن لا تتدخل و تدع شقيقتها تعيش حياتها |
Önemsiz ayrıntısı kız kardeşi ile yemek yiyecek olmasıydı. | Open Subtitles | التفاصيل المثيره هي أنها ستتناول العشاء مع شقيقتها |
kardeşinin akıbeti bizi yönelttiği bir toplu mezarda son buldu. | Open Subtitles | شقيقتها إنتهى بها المطاف في القبر الذي أرشدتنا هيا إليه |
Onu saldığımız anda şehir dışındaki kız kardeşinin evine gitmiş. | Open Subtitles | لقد تركت المدينة وذهبت عند شقيقتها فور أن أفرجنا عنها |
Benim gördüğüm, kız kardeşini ölmek üzere gören bir kızın travmatik haliydi. | Open Subtitles | مارأيته هو فتاة صغيره تعرضت لصدمة بسبب رؤية شقيقتها قريبه من الموت |
Geçen cuma kız kardeşiyle gece kulübündeydi. | Open Subtitles | الجمعة الماضية كانت تحتفل مع شقيقتها في الملاهي |
O Cumartesi, Phuong ve Ablası ile yemek yedim. | Open Subtitles | ثم تناولت العشاء معها ،ومع شقيقتها السبت الماضي |
kız kardeşi onun kabulden bir saat önce yemek yediğini söylüyor. | Open Subtitles | شقيقتها قالت أنها أكلت قبل وصولها المستشفى بساعة |
kız kardeşi onun yerine bakıyor ve onun çalışma izni yok. | Open Subtitles | شقيقتها تحل محلها ، فليس لديها أوراق عمل |
kız kardeşi onun yerine bakıyor ve onun çalışma izni yok. | Open Subtitles | شقيقتها تحل محلها ، فليس لديها أوراق عمل |
Theresa'nın erkek arkadaşı. Bu Keisha, küçük kız kardeşi. | Open Subtitles | هذا صديق تيريسا هذهِ كيشا، شقيقتها الصغرى |
Evet, yani, onu keşfetmek hemen her şeyi kız kardeşi bir iblis tarafından kaçırıldığını, ben o ki birinin üzerine alacağım ne kadar kısa sürede bilmiyorum. | Open Subtitles | أجل ، فقط أنها إكتشفت أن شقيقتها قد إختطفت على يدين مشعوذ فلاأعلممتىستتجاوزهذا. |
Tamam mı? Size kız kardeşinin daha önce çalıştığı barı anlatacaktır ve evlendiği kilisenin önünden geçmenizi söyleyecektir, bunun gibi şeyler. | TED | ستخبرك عن الحانة حيث كانت شقيقتها تعمل ثم ستمر بالكنيسة التي تزوجت فيها، و هذا النوع من الأشياء |
kardeşinin çalıştığı yeri aradım... The Music Makers Music Store... | Open Subtitles | لقد اتصلت بمكان عمل شقيقتها في متجر الادوات الموسيقيه |
Kız kardeşinin ifadesi işe yaramaz. Jüri, kazanırsak parayı onun alacağını bilir. | Open Subtitles | شهادة شقيقتها ليست جيدة فهيئة المحلفين تعلم مصلحتها فى ربح القضية |
Görünüşe göre birileri kayıp kardeşini... - ...bulmak için her yolu deniyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ إحداهنّ كغريقة تتعلّق بقشّة في موضوع شقيقتها الضائعة منذ زمن |
Bilirsiniz, kardeşini görmüş, kardeşi de bütün korkularını arkada bırakmasını söylemiş. | Open Subtitles | لقد رأت شقيقتها، و شقيقتها قالت لها أن تترك كل مخاوفها. |
Kız kardeşini çok sevdiğinin göstergesi ki bu da çok beğenilecek bir şey. | Open Subtitles | بل تظهر عاطفة جميلة نحو شقيقتها وهذا جميل جدا |
Kız pencereden kardeşiyle konuşmaya çalışıyor... ama başaramıyor. | Open Subtitles | تحاول الفتاة التحدث مع شقيقتها عبر النافذة لكنها لا تستطيع |
Bu yüzden, bu şekilde kapının arkasına oturuyor... ve kardeşiyle konuşuyor. | Open Subtitles | لذا فإنها تجلس هناك خلف الباب هكذا، وتتحدث مع شقيقتها |
Ablası Dana Seavers de orada çalışıyor. | Open Subtitles | شقيقتها الكبرى دانا سيفرز تعمل في نفس المحل. |
Gainesville. Bir haftadır Florida'da, kız kardeşinde. | Open Subtitles | في (غاينسفيل)، إنها في (فلوريدا) لدى شقيقتها طوال الأسبوع |
Ama sonrasında kızkardeşi sistemi çalıştırmaya başladı. | TED | ولكن حينها بدأت شقيقتها تُشَغِل النظام. |
Ben Teagan'ın tek kardeşiyim yani bu demek oluyor ki evet, ben eskiden ağabeyi olan ablasıyım. | Open Subtitles | وهذا يعني ، نعم ،أنا شقيقها السابق والآن شقيقتها |
Çocukla birlikte kız kardeşine gidecek ve bir hafta kalacak orada. | Open Subtitles | بالتأكيد. وقالت انها ذاهب الى اتخاذ الصبي لزيارة شقيقتها. ستذهب ذهب أسبوع. |