O en iyi köpeğimdi. Açık kahverengiydi ve üstünde kalp şeklinde tüyü vardı. | Open Subtitles | إنه أفضل كلب على الإطلاق لونه بني فاتح وعليه بقعة على شكل قلب |
David, bizimki de öyle olsun. Hatta, kalp şeklinde olanı varsa iyi olur. | Open Subtitles | يا ديفيد, احصل لنا على سرير مماثل واحرص ان يكون على شكل قلب |
Çılgın birşeyler yapıp kalp şeklinde jöleli tart gibi birşey yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تكوني جريئة و تصنعين تورتة فراولة على شكل قلب |
Bisikleti, kamp eşyaları, kalp şeklindeki kolyesi... ..herşey uyuyor. | Open Subtitles | دراجة هوائية، أدوات تخييم، قلادة على شكل قلب كل شيء مؤكد |
Seveceğim ve altın küçük kalpli kolyenin yarısını paylaşacağım bir kadın. | Open Subtitles | امرأة لأحبها و أشاركها قلادة ذهبية صغيرة على شكل قلب |
Ve o gün bu gündür ıhlamur ağacı kalp şekli yapraklara sahip olmaya karar vermiş. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين، قررت شجرة الليمون أن يكون أوراقها على شكل قلب |
Kalp şeklindeydi, ve bana baktığından çok... o aynaya bakmıştın. | Open Subtitles | المصنوعه على شكل قلب و نظرتنى فيها أكثر ممن تنظرى إلى |
Bugün işe gittim bana kalp şeklinde bir kutu çikolata göndermiş. | Open Subtitles | لقد كان هذا منذ فتره اليوم عندما ذهبت للعمل أرسل ألى شيكولاته فى صندوق على شكل قلب أليست هذه قصه جيده؟ |
Otopsi sırasında vücuttan birşey aldı- bir yadigar, kalp şeklinde kıyafetinden kestiği bir parça kumaş. | Open Subtitles | أخذ شيئاً منها, أخذ جزءاً كتذكار. أخذ جزءاً من ملابسها على شكل قلب. |
Etrafında kalp şeklinde demir parmaklıklar olan bir çeşme vardı ortada. | Open Subtitles | هناك قضبان حديدية علي شكل قلب و نافورة في المنتصف |
Mücevher kutusunu diyor. kalp şeklinde. | Open Subtitles | أنها تعنى صندوق مجوهراتها فهو على شكل قلب |
Şu kalp şeklinde olanları bilirsin. kalp şeklinde... | Open Subtitles | أجل , أنت تعلم هذه البالونات التي علي شكل قلب |
Onu bulduğumda, yanında kalp şeklinde bir gazete vardı. | Open Subtitles | وعندما وجدته كان بجواره قصاصة ورقية علي شكل قلب |
Bir yıl önce birbirimize kalp şeklinde kolyeler almıştık, şimdi benimki gitmiş. Ona inanamıyorum. | Open Subtitles | كلانا اشترا قلادة على شكل قلب مذ عام تقريبًا، وقلادتي اختفت، لا أصدقها |
Gerçek ailemin bana verdiği, kalp şeklinde bir kolye hatırlıyorum. | Open Subtitles | انني اتذكره علي شكل قلب أعطانياه والداي الفعليين |
İlk olarak, kağıt torbada bir ayı ve kalp şeklinde bir balon. | Open Subtitles | في البداية , دب في كيس وبالون على شكل قلب |
Tamam, kalp şeklinde bir mücevher bir kadının kendi kendisine alacağı bir şey değildir. | Open Subtitles | حسناً، المجوهرات على شكل قلب ليس شيئاً تشتريه المراة لنفسها |
Sevgililer gününde Angie ve ben kalp şeklinde jakuzisi olan bir oda tutar ve içinde chili yaparız. | Open Subtitles | مجهّزة بحوض ساخن على شكل قلب ونطهو فلفل حار بداخله |
Ya da kalp şeklinde şekerler ile ilgili bir problemin var. | Open Subtitles | و أنا لا أعتقد ذلك أو أنك لديك مشكلة مع الحلوى التي على شكل قلب |
Ve teori doğruluyorki daha sonraları Okyanusun Kalbi olarak bilinecek kalp şeklindeki elmasınıda kaybetti. | Open Subtitles | النظرية تقول تلك ماسة التاج قطّعت، أيضا أعيد قطعها في شكل قلب الذي أصبح معروفا بقلب المحيط |
Boynundaki o kalp şeklindeki doğum lekesine aşığım. | Open Subtitles | أحبُ الوشم الذي على شكل قلب الموجود على عنقها. |
"Soğan volkanı"nı* yap, "atan kalpli kavrulmuş pirinç"i* yap "cepteki karides"i yap. | Open Subtitles | أرنا بركان البصل الأرز المقلي على شكل قلب ينبض خدعة القريدس داخل الجيب |
Aa, evet doğru, kalp şekli. | Open Subtitles | أوه, نعم, هذا صحيح إنها على شكل قلب |
NasıI oluyor bilmiyorum ama o parlayan şeyi vardı. Kalp şeklindeydi. | Open Subtitles | لا أعرف كيف، لكنْ بحوزتها هذا الشيء المتوهّج الذي له شكل قلب. |