Küçük çikolata vanilya karışımı, aşk yuvamızdaki o büyülü geceden kalma. | Open Subtitles | احنا كنا زي شكولاته باللبن في الليله اياها في بيت االدعاره |
Bir daha çikolata göremezsem, yakında görürsün. | Open Subtitles | اذا لم ارى أي شكولاته مرة أخرى لا تدفعيني لذلك |
İçi patlamış mısır ve çikolata dolu bir çanta değil. | Open Subtitles | وليست صندوق بوشار وعلبة شكولاته لمشاهدة فلم |
Dostum o kekler aynı anda ıslak ve çikolatalı. | Open Subtitles | هذه الاشياء التي تكون رطبة وبها شكولاته بنفس الوقت ياصاح |
- çikolatalı puding kutusunda yazanı biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفي ماذا مكتوب على صندوق حلوى شكولاته ؟ |
Kim kahvesinde çikolata ister ki? | Open Subtitles | من اللعين الذي يضع رشات شكولاته على قهوته؟ |
Bir tramvay vardı, ve çikolata turuna çıkabileceğin bu yer vardı. | Open Subtitles | وهناك هذا المكان حيث أنت يمكن أن تأخذه جولة شكولاته |
çikolata arasına krema dolgulu ve pirinç patlakları var içinde. | Open Subtitles | شكولاته مغطاة بالشكولاته و محشوة بالكريمة، و هناك القليل من الجرش عليها. |
Kim kahvesinde çikolata ister ki? | Open Subtitles | من اللعين الذي يضع رشات شكولاته على قهوته؟ |
Eğer öğlene kadar bu cümlelerin hepsini söylerse herkese sıcak çikolata ısmarlayacağım. | Open Subtitles | وعليه فقد وعدت الجميع أنها لو قالتها كلها قبل الظهيره سألطلب شكولاته ساخنه |
İki kat kremşantili sıcak çikolata? | Open Subtitles | هل تريد شكولاته حارة مع رغوة كريم مضاعفة ؟ |
Bu yeni çıkan ürünümüz çikolatalı beyaz çikolata ve sattığımız her düzine için "Çocuklar Gülsün" kampanyasına 50 sent bağışlıyoruz. | Open Subtitles | هذا هو جديداً شكولاته مع شكولاته بيضاء لكل دزينة نبيعها نقوم بالتبرع بـ50 سنتاً |
Havaalanından portakallı çikolata getirdi mi? | Open Subtitles | هل نام عندك ؟ هل أحضر لك شكولاته برتقالية من المطار |
Sıcak çikolata için su kaynadı gibi. | Open Subtitles | أعتقد أن الماء الساخن أصبح جاهزاً لإعداد شكولاته الساخنة |
çikolata. Gömleğindeki gibi. | Open Subtitles | إنها شكولاته وهى على قميصك أيضاً |
çikolata. Yüzük içinde duruyor. | Open Subtitles | أشتري لها المفضلة - شكولاته ، و الخاتم بداخلها - |
Hayır bayım, onlar çikolata damlası. | Open Subtitles | لا سيدي انها نفس الوصفة لكننا نسميها شكولاته مينقريه الان! |
Sonuçta çikolata şelalesi alan insanım, kim yapar ki bunu? | Open Subtitles | اقصد، اشتريت نافورة شكولاته ... من يفعل ذلك؟ |
çikolatalı ve vanilyalı aldım. | Open Subtitles | أحضرت شكولاته ساخنة و فنيلا فقط |
O ve Choco çikolatası sonrası hazırız. | Open Subtitles | ذلك و قضيب حلوى شكولاته و نحن كلنا مجموعه |