mumlar vardı. Çiçekler. Tabaklar. | Open Subtitles | كان هناك شموع وزهور وصحون ومناديل القماش وسكاكين |
Her yerde mumlar vardı ve gölde bir tekne duruyordu. | Open Subtitles | كانت هناك شموع حولنا وكان هناك مركب على البحيرة |
Pastanın üstünde mumlar, komik şapkalar olur, eşeğe kuyruk yapıştırılır, böyle şeyler... | Open Subtitles | كعكة عليها شموع ، والقبعات مضحك ، دبوس على ذيل الحمار ، وأشياء مثل ذلك. |
Napıcam ? -Gider bi kaç Mum yağ falan alırız.. | Open Subtitles | يمكننا أن نهب للتسوق ونشتري شموع و زيوت و عطور |
Evet, yani ben pastamdaki mumları söndürürken, o gün bir yerlerde... | Open Subtitles | لذلك عندما كنت أقوم بإطفاء شموع قالب الحلوى الخاص بعيد ميلادي |
Erotik çiftler tutku mumlarını ve azalmalarını da anlıyor. | TED | الأزواج الحميمين أيضا يفهمون أن العاطفة شموع وتتناقص. |
En iyi kısmı görmedin - işteki zor günler için rahatlatıcı mumlar. | Open Subtitles | ولم تر الأفضل بعد شموع لإزالة الضغط والتوتر الناتج عن الأيام المرهقة في المكتب |
Kokulu mumlar, kabarık terlikler çiçekli yatak örtüsü. | Open Subtitles | شموع معطّرة،أخفاف زاغبة,أغطية سرير مورّدة ؟ |
Etrafı temizledikten sonra aramış küvette mumlar ve çiçekler vardı. | Open Subtitles | بعد أن نظف المكان وكانت هناك شموع وزهور في حوض الأستحمام |
mumlar ve çiçekler tıpkı sizi orada ilk defa yakaladığım gibi. | Open Subtitles | شموع وزهور بالضبط مثل أول مرّة ضبطكما فيها هناك |
O zaman onunla kadın kadına kibarca konuşun. Belki kokulu mumlar yakıp banyoya girersiniz. | Open Subtitles | .أذن تكلمي معها بلطف ، من امرأة إلى امرأة ، ،او قومي بأشعال شموع ذو رائحة جميلة |
Dışarıda telgraflar ve buharlı trenler varken evde gaz lambaları, mumlar ve şömineler vardı. | Open Subtitles | بالخارج توجد تلغرافات و محركات بخار بينما في المنازل،مصابيح غاز و شموع و نار |
Haftaya ben altı olunca gerçek Mum istesen iyi olur. | Open Subtitles | الاسبوع المقبل حينما يكون عمري ستة يجدر بك طلب شموع |
Mum olmadan doğum günü pastası olmaz. | Open Subtitles | لا يمكن ان تكون كعكة عيد ميلاد، اذا لم يكن شموع عليها. |
Lavabonun üzerinde eğer Mum varsa şanslıyız. | Open Subtitles | اذا كنا محظوظون يجب ان تكون هناك شموع فوق الغسالة. |
O mumları alma, onlar bir Yahudi bayramı için. | Open Subtitles | لا تحصل على تلك الشموع انها مخصصة لإجازة اليهود احصل على شموع رومانسية |
Vardığın vakit, müdür sana çocukların elindeki mumları yakmanı işaret edecek. | Open Subtitles | و عندها سيشير إليك لكي تضيء شموع الأولاد |
Baban, bakire mumlarını kiliseye götürmen gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أبوكى يقول يجب أن تأخذى شموع العذراء للكنيسة |
Peki, herkes yerini biliyor. Tam gece yarısı büyülü sözleri okuyup, mumu yakacağız. Sorusu olan? | Open Subtitles | حسناً , نحن في أماكننا نهتف ونضيئ شموع عند منتصف الليل بالضبط , أيّ أسئلة؟ |
Yoksa da, en azından Noel'den kalan mumlarla evde nasıl bikini bölgesi ağdası yapılacağını öğrenirim. | Open Subtitles | يمكننى تعلم كيفيه صناعه بيكينى الشمع من مخلفات شموع عيد الميلاد |
Senin yakacak mumların ya da dağıtacak şarap ve krakerin falan yok mu? | Open Subtitles | الا تملك أي شموع للإنارة, أو النبيذ والمفرقعات للتسليم |
Eğer bu bir çeşit büyü falansa işe yaraması için muma ve beş köşeli yıldıza ihtiyacın olmayacak mı? | Open Subtitles | اهذا سحر ام ماذا,الا تحتاج الى شموع لكي تعمل |
- Mumun var mı? | Open Subtitles | هل لديك شموع ؟ |
Yemek takımı şamdan, muhtemelen hiç kullanmayacakları kristal takım çünkü kristaldir. | Open Subtitles | طقم صحون, شموع, قدر كريستالية وعلى الأرجح ليست للاستعمال لأنها كريستالية |
Kitap okumuyoruz, çünkü mumumuz yok. | Open Subtitles | نحن لا نقرأ لأنه ليس لدينا شموع |
Roma mumlarım, şişe roketlerim, ikiz ışıldaklarım ve dansçı kelebeklerim var. | Open Subtitles | لدي شموع رومانية ، زجاجة صاروخية ، زذاذ متألق , فراشات راقصة ؟ |
Bak , süpermarketteyim ve burada sadece numaralı mumlardan var. | Open Subtitles | أنا في السوبرماركت وليس لديهم إلا شموع مرقمة، كم عمرها؟ |
Karımın kokulu mumlarının kokusunu duyarsın yaklaşınca. | Open Subtitles | سوف تشم رائحة شموع زوجتي العطرة قبل ان تصل الى هناك |
Bakire mumlarıyla kiliseye gitmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تضعى للكنيسة شموع العذراء |