Dört gözle beklemek derken Piper, bu gece balayına gideceksin. | Open Subtitles | الحديث عن نتطلع، بايبر، وأنت تسير على الليلة شهر العسل الخاص بك. |
Onu balayına gönderin ve yerine başkasını bulun. | Open Subtitles | فقط ارسله لقضاء شهر العسل الخاص به وجد لي بديلاً |
Rajkumar, balayına beni Bangkok'a götüreceğini söyledi. | Open Subtitles | روميو قال إنه سيأخذني إلى بانكوك من أجل شهر العسل الخاص بنا. |
Peki, yani balayına gitmediğine göre Cooper'la gitmem yerine, belki burada yanında kalmamı istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أوه، حسنا. حسنا أنا مجرد التفكير ربما منذ أنت لن على شهر العسل الخاص بك، |
Ben de balayına bizsiz gittiğine hâlâ inanamıyorum. | Open Subtitles | ذهبت لقضاء شهر العسل الخاص بك بدوننا. |
balayına çıkıyorduk. | Open Subtitles | لقد كان شهر العسل الخاص بنا. |