Etrafınıza bir bakın. Hiç bir şey normal değil. | Open Subtitles | حسناً، إنظرن حولكن، ليس هناك أي شيء طبيعي. |
Az önce beyin fonksiyonlarımın düşük seviyede olduğunu söyledi, yani her şey normal. | Open Subtitles | لقد لمح للتو بأنني أعمل على مستوى أقل من وظائف الدماغ و لهذا كل شيء طبيعي هنا |
Ve herkes benden ellerini sıkmamı her şey normalmiş gibi davranmamı bekliyor. | Open Subtitles | والآن يتوقع الجميع مني أن أصافح الأيادي وأدعي أن كل شيء طبيعي |
Görevine devam etmeni istiyorum. Her şey normalmiş gibi davran. | Open Subtitles | أريد منك أن تستأنف مهامك والتظاهر بأن كل شيء طبيعي |
En doğal şey bu, etkilendiğin biri ile tanışırsın ve sonrada bilirsin işte. | Open Subtitles | أكثر شيء طبيعي في العالم مقابلة شخص سوف تنجذب له حتى لو |
Bir baktım her şey normaldi, bir daha baktım arabalarla insanlar bir anda ortaya çıkmaya başladı. | Open Subtitles | كان كل شيء طبيعي وثم ظهرت هذه السيارات والأشخاص فجأة |
Parkta yürüyüş yapar gibi rahat ve doğal bir histi, Yosemite Park'ta da insanların yaptığı genellikle bu. | TED | شعرت بالراحة وأنه شيء طبيعي كالتنزه في الحديقة، وهو ما كان يفعله معظم الناس في منتزه يوسيميتى ذلك اليوم. |
Bu hafta başıma gelen en normal şey bu. | Open Subtitles | هذا هو أكثر شيء طبيعي الذي حدث لي منذ أسابيع |
Öncelikle Susie'nin hiçbir şeyi normal değil. | Open Subtitles | أولا، لا يوجد شيء طبيعي حول سوزي |
Dünyadaki en doğal şeydir bu. Kıskanmak... | Open Subtitles | هذا أكثر شيء طبيعي في العالم, أن تكون غيوراً |
Dur! Setrakian! En azından burada her şey normal gibi davranabilirim. | Open Subtitles | على الأقل هنا أستطيع التظاهر إن كل شيء طبيعي |
AVM'desin, ama her şey normal. | Open Subtitles | كنت في المركز التجاري، ولكن كان كل شيء طبيعي. |
Her şey normal seyrinde. Pekâlâ. | Open Subtitles | كل شيء طبيعي تماماً " تشاك سكران خخخخخ " |
Bu normal görünmüyor. Hiçbir şey normal değil. Onu yönlendirmeme izin vermiyor. | Open Subtitles | لا شيء طبيعي لن تسمح لي بقيادتها |
Bu arada sen ve karın her şey normalmiş gibi davranmalısınız. | Open Subtitles | وفي الوقت نفسه أنت وزوجتك يجب أن تتصرفا كما لو كل شيء طبيعي ولا تناقش هذا مع أي شخص |
Görevine devam ediyorsun. Her şey normalmiş gibi davran. | Open Subtitles | أريد منك أن تستأنف مهامك والتظاهر بأن كل شيء طبيعي |
Ve akşam yemeğe gelip her şey normalmiş gibi davrandıkları için bunun sorun olmadığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | ويعتقدان أنه لا ضرر من ذلك، لأنهما يعودان إلى المنزل لتناول العشاء والتظاهر بأن كل شيء طبيعي كلياً. |
Her şey normalmiş gibi devam etmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن نمضي قدماً وكأن كل شيء طبيعي |
Buradaki en doğal şey, muhtemelen bir petri kabında yetiştirilmiştir. | Open Subtitles | أكثر شيء طبيعي هنا غالباً نما في طبق بيتري. |
Otobanda ilerliyorduk. Her şey normaldi. | Open Subtitles | كنـُـا نسـير نحو الطريق السريع, وكان كل شيء طبيعي |
Hayatta olmaz, narkotik polisi! Bedensel işlem doğal bir şeydir. | Open Subtitles | مستحيل، أيتها المصححة فالوظائف الجسمانية هي شيء طبيعي. |
Bu uzun zamandır yaptığım en normal şey. | Open Subtitles | أشعر أن هذا... أكثر شيء طبيعي فعلته منذ فترة. |
- Her şeyi normal. | Open Subtitles | ــ كل شيء طبيعي |
Seks dünyadaki en doğal şeydir. | Open Subtitles | الجنس أكثر شيء طبيعي في العالم |
Böyle bir şey söylemek ilk randevu için normal mi? | Open Subtitles | هل هذا شيء طبيعي أن يقول على التاريخ الأول؟ |