Belki de benimle birlikte bir şey daha geldi, diğer tarafı görmemi sağlayan bir yetenek ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | ربماأعدتشيءمعي ... . بعض القدرة لرؤية الجانب الاخر أو شيء من ذلك القبيل |
Onun gibi bir şey. Biz daimiyiz. | Open Subtitles | شيء من ذلك القبيل نحن معا للأبد |
Babam pilottu, profesyonel ya da Onun gibi bir şey değildi ama bana çok şey öğretti. | Open Subtitles | كان أبي طياراً ، لم يكُن مُحترفاً أو أى شيء من ذلك القبيل ... لكنه علمني الكثير |
Biliyorsun, sokaklarda dolaşan bir katilimiz var, ya da Öyle bir şey. | Open Subtitles | تعرفين لدينا قاتل يتجول او شيء من ذلك القبيل |
Öyle bir şey yapmıyoruz. Fare istilası oldu da. | Open Subtitles | لا شيء من ذلك القبيل فلدينا إجتياحٌ من الفئران |
Evet Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شيء من ذلك القبيل |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شيء من ذلك القبيل |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شيء من ذلك القبيل |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شيء من ذلك القبيل. |
Evet, Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | نعم شيء من ذلك القبيل |
- Onun gibi bir şey sanırım. | Open Subtitles | أجل، أو شيء من ذلك القبيل. |
Evet, Öyle bir şey. | Open Subtitles | أجل، شيء من ذلك القبيل |
Öyle bir şey yapmadım. Dur. | Open Subtitles | لم أفعل أيّ شيء من ذلك القبيل |
Evet, Öyle bir şey. | Open Subtitles | شيء من ذلك القبيل |