| Yani bugün şirkette tuhaf bir gün oldu ya da Öyle bir şey. | Open Subtitles | أشعر مثل أن الأمور كانت غريبة قليلاً اليوم , أو شيئاً من هذا |
| Ben asla Öyle bir şey söylemedim. Bana o kadar şey dedin ama ciddi değil miydin? | Open Subtitles | لم أقل شيئاً من هذا القبيل قط هل تقول مثل هذا الهراء لي من دون أن تقصد شيء؟ |
| Ben asla Öyle bir şey söylemedim. Bana o kadar şey dedin ama ciddi değil miydin? | Open Subtitles | لم أقل شيئاً من هذا القبيل قط هل تقول مثل هذا الهراء لي من دون أن تقصد شيء؟ |
| Önceden benim başıma böyle bir şey gelmiş olsaydı asla dedektif olmayı başaramazdım. | Open Subtitles | لو أنّ شيئاً من هذا القبيل حدث لي حينها لما نلتُ منصب المحقّقة |
| Önceden benim başıma böyle bir şey gelmiş olsaydı asla dedektif olmayı başaramazdım. | Open Subtitles | لو أنّ شيئاً من هذا القبيل حدث لي حينها لما نلتُ منصب المحقّقة |
| Belki morfin gibi bir şey işe yarar. | Open Subtitles | المورفين ممكن أن يخفف الألم أَو شيئاً من هذا القبيل |
| Bundan bir şey çıkarabileceğimizi düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد تعودت ان أن أعتقد اننا سنجني شيئاً من هذا |
| Bunların hiçbirini hatırlamamak için iyi bir şans olması. | Open Subtitles | هناك فرصة جيدة أني لن أتذكر شيئاً من هذا |
| Arkadaşlarını yalnız bırakmak istemiyormuş falan, Öyle bir şey. | Open Subtitles | قالت بأنها لا تريد أن تترك صديقها أو شيئاً من هذا القبيل عندما قمت بطلب منها أن تشاركني بالرقص |
| Kızım bana Öyle bir şey demiş olsaydı yok olup, dumana dönüşürdüm. | Open Subtitles | لو ابنتي قالت لي شيئاً من هذا القبيل لسأكون قد ذبت وتحولت الى ضباب |
| - Sen o herifsin... - Öyle bir şey işte. | Open Subtitles | .. أنت ذلك الشاب - شيئاً من هذا القبيل - |
| Öyle bir şey. Sorun şu ki, ayıramıyorum. | Open Subtitles | شيئاً من هذا القبيل، المشكلة ألّا يمكن فصلها. |
| Çünkü Wanda asla Öyle bir şey demez... | Open Subtitles | لأن واندا لن تقول ابداً شيئاً من هذا القبيل |
| Öyle bir şey yapmam. Dışarısı nasıldı gördün. | Open Subtitles | لم أفعل شيئاً من هذا القبيل رأيتَ ما كان عليه هناك |
| Nasıl böyle bir şey yaparlar. | Open Subtitles | كيف يمكنهم أن يفعلوا شيئاً من هذا القبيل؟ |
| Fakat açıkçası böyle bir şey olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. | Open Subtitles | و لكن بصدق لم يخطر ببالي أن شيئاً من هذا القبيل قد يحدث |
| Biliyor musun... böyle bir şey yapmak istediğinde hiç düşünmemelisin. | Open Subtitles | .. هل تعلم ؟ عندما تريد عمل شيئاً من هذا القبيل لا ينبغي عليك التفكير |
| İri Adam'da da böyle bir şey oldu, değil mi? | Open Subtitles | شيئاً من هذا القبيل حدث مع "الأخ الأكبر"، أليس كذلك؟ |
| Yani, sanki manyetik dalgalar ya da bir zaman portalı gibi bir şey değil midir? | Open Subtitles | إذن لا توجد موجات مغناطيسية أو بوابات زمنية .. أو شيئاً من هذا القبيل ؟ |
| Ve baba, umarım Bundan bir şey öğrenmişsindir. | Open Subtitles | و يا أبي، آمل أنّك تعلمّت شيئاً من هذا |
| Aslında Bunların hiçbirini yapmak istemezdim. | Open Subtitles | أتعرفين ، لم أكن أريد أبداً أن أفعل شيئاً من هذا |
| Ondan da bir tutam, ondan da bir tutam filan olmaz. | Open Subtitles | ولا يصلح أن تضعى شيئاً من هذا على شئ من ذاك |