O konuyu benimle özel olarak konuşmak ve bana önemli bir şey söylemek istiyordu. | Open Subtitles | وتريد أن تتحدث معي حول ذلك على انفراد وأن تخبرني شيئاً هاماً |
Hayata dönecek olursam, önemli bir şey yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | إنْ كُتب لى عمر جديد، سأفعل شيئاً هاماً حيال ذلك المرض. |
Benim için çok önemli bir şey yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تفعلي شيئاً هاماً للغاية من أجلي. |
JOSEPH CRONE'NİN HAYRANLARINA SON MESAJI Hepinize söylemek istediğim önemli bir şey var. | Open Subtitles | أنتم السبب في تحقيق أفضل مبيعات لكتبي، لديّ شيئاً هاماً لأخبركم به. |
"Yani, gerçekten Önemli bir şeyi bırakıyorsan, geri gelip onu alırsın." | Open Subtitles | أعني أنك لو تركت شيئاً هاماً جداً خلفك ، فستعود لتأخذه |
Bak Jacob senden çok önemli bir şey yapmanı isteyeceğim. | Open Subtitles | الأن ، جاكوب ، سأطلب منك أن تفعل شيئاً هاماً جداً |
Hayatında asla benimle paylaşmadığın önemli bir şey olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما أحسستُ أن هناك شيئاً هاماً في حياتكِ.. لكنكِ لم تخبريني به على الإطلاق. |
Bu sefer sen mesaj atacaksın. Ona çok önemli bir şey öğrendiğini söyle. | Open Subtitles | هذه المرة، أنت أرسلي له وأخبريه أنك تملكين شيئاً هاماً |
Biliyor musun, küçük çapta önemli bir şey yaptığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | أتعرف يا (جورج)، أشعر بطريقة ما أننا نفعل شيئاً هاماً |
Senin söylediğin önemli bir şey. | Open Subtitles | أقول شيئاً هاماً قد قلتيه سابقاً |
Senin söylediğin önemli bir şey. | Open Subtitles | أقول شيئاً هاماً قد قلتيه سابقاً |
Söyleyeceği önemli bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تقولُ أنَ لديها شيئاً هاماً تُخبرني بِه |
önemli bir şey yok orada. | Open Subtitles | لايوجد شيئاً هاماً في هذه الحجرة |
Biliyor musun, küçük çapta önemli bir şey yaptığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | أتعرف يا (جورج)، أشعر بطريقة ما أننا نفعل شيئاً هاماً الإشباع حافز أساسي |
Çok, çok önemli bir şey olması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن يكون شيئاً هاماً |
- Ben önemli bir şey yapacağım. | Open Subtitles | أنا سأفعل... سأفعل شيئاً هاماً |
Ama benim geldiğim yerde o kadar da önemli bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس شيئاً هاماً. |
önemli bir şey olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أن يكون شيئاً هاماً |
Grace, bu gece bir şey öğrendim. önemli bir şey. | Open Subtitles | -أنني قد تعلمتُ شيئاً هاماً الليلة |
- Sonunda görüyorum. önemli bir şey yapma fırsatı! | Open Subtitles | الفرصة لأقدم شيئاً هاماً |
Yani gelir düzeyi, toplumlarımızın içinde çok Önemli bir şeyi ifade ederken toplumlar arasında hiçbir şey ifade etmiyor. | TED | لذا فالدخل يعنى شيئاً هاماً جداً فى مجتمعاتنا ، ولكن لا يعني شيئاً ولا يؤثر فيما بينها. |