-Bayan Tudeski.Cynthia, Bunların hiçbiri benim fikrim değil. | Open Subtitles | سيدة تودسكى سينثيا، لا شيئ من هذا كان فكرتي |
O olmasaydı Bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | إذا لم يكن من اجله , لا شيئ من هذا ما كان سيحدث. |
Eğer babanın uyarılarını dikkate alsaydın, Bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | تعرف أنك لو إستمعت إلى تحذيرات أبيك لا شيئ من هذا كان سيحدث |
Sanırım asabi yada onun gibi bir şey olduğumu sandı, bilirsin .. | Open Subtitles | أنه من المحتمل أنها تظن أني متوتر قليلاً أو شيئ من هذا القبيل. |
Vitamin falan gibi bir şey sanıyordum fakat bana daha sonra ne olduğunu anlattılar. | Open Subtitles | إعتقدت أنه فيتامين أو شيئ من هذا القبيل وبعدها أخروني ما يكون |
Hayır, hayır hazine hakkında ya da Öyle bir şey işte. | Open Subtitles | ... كلا ، كلا بخصوص الكنز أو شيئ من هذا القبيل |
Beynini tekrar programlamışlardı ya Öyle bir şey yapmışlardı. | Open Subtitles | قاموا بتجديد أسلاك دماغه أو شيئ من هذا |
Bunların hiçbiri, Li Ling Fan'e ne olduğunun gizemini çözmemize yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | حسنا لا شيئ من هذا يساعدتنا على حل لغز ماذا حدث لـ لي لينج فان |
Gitmeye niyetlenmeseydim Bunların hiçbiri olmayacaktı. | Open Subtitles | لا شيئ من هذا سيكون حدث، لو لم أكن ذاهبة |
Peki, evet, Eğer onun olmasaydı, Bunların hiçbiri olmadı. | Open Subtitles | حَسناً، نعم، إذا هو ما كَانَ لها، لا شيئ من هذا سَيَحْدثُ. |
O piç ona evlenme teklif etmeseydi Bunların hiçbiri olmayacaktı. | Open Subtitles | لو أن هذا النذل لم يطلب منها أن تتزوجه، لا شيئ من هذا قد حدث. |
Will ve June'u birleştirmeye çalışmasaydın, Bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. | Open Subtitles | لو لم تحاول الجمع بين جون و ويل لا شيئ من هذا كان سيحدث |
Kardeşine ihtiyacı olan yardımı sunsa Bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | لو انه اعطى شقيقك المساعدة التي كان بحاجة لها لا شيئ من هذا كان سيحدث |
Biliyor musun, Bunların hiçbiri ait olduğun yer olan o lanet hastenede kalsan bunlardan hiçbiri olmayacaktı. | Open Subtitles | أتعلم أنه لا شيئ من هذا كان ليحدث لو أنك بقيت في مشفاك اللعين حيث يجب أن تكون |
Senin için bir şarkı mı yazmış ne, onun gibi bir şey söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه كتب لك اغنية او شيئ من هذا القبيل |
Annesi benim annemi mi ne tanıyormuş, onun gibi bir şey. | Open Subtitles | يبدو أن أمه تعرف أمي أو شيئ من هذا القبيل |
ve akustik bir etiket koyacağız, akustik sonarlı. Etiketin ismi: OMSHARK 101065, ya da bunun gibi bir şey, | TED | وسوف نضع بطاقة صوتية مكتوباً عليها "أوم شارك 10165" أو شيئ من هذا القبيل ، صوتياً مع رنين |
Hayır, Öyle bir şey görmüyorum. | Open Subtitles | كلا أنا لا أرى أي شيئ من هذا القبيل |
Hayır, Öyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | هل ضربك أو فعل شيئ من هذا القبيل ؟ |
Öyle bir şey. Çok iyi. | Open Subtitles | شيئ من هذا القبيل |