Ona arkadaşı olduğunu ve ona yardım edeceğini... ve her şeyin yoluna gireceğini söyle. | Open Subtitles | أخبره أنك صديقه وأنك ستساعده وأن كل شييء سيكون على ما يرام |
Yani orada bir yerlerde bir şeyin olabileceğini kabul ediyorsunuz? | Open Subtitles | إذن أنتِ توافقين على وجود شييء ما محتمل ؟ |
Ölüler onlara yapılan her şeyin farkında. | Open Subtitles | الأموات يعون كل شييء يحصل إليهم بشكل كامل |
- Moughal, eski kanunlardan kullanabileceğimiz Bir şey... | Open Subtitles | موغال، ماذا عن القوانين القديمة اليس هناك شييء يمكننا |
Tamam, bu deliye kulak asmayalım, oturalım ve Bir şey yapmayalım, güzel! | Open Subtitles | هو مجنون، ويقول أكاذيب. لن نستطيع عمل شييء. |
2 hafta içinde birşey yapamam. Yapsam bile amacım ne? | Open Subtitles | لا استطيع فعل اي شييء في اسبوعين وحتي لو استطعت |
Açım. Sosis alacağım. birşey isteyen var mı? | Open Subtitles | ساذهب للحصول علي هوت دوج ايريد احدا اي شييء |
Daha neler! Alfa Timi, evin yan duvarına hızla, tırmanan küçük bi şey var. | Open Subtitles | ، لن يفعلوا، إلي فريق " ألفا"، لدينا شييء صغير وسريع... |
Ama merak etme, artık her şeyin bir aşısı var. | Open Subtitles | لكن لا تقلق لديهم أمصال لكل شييء الآن |
Bu da onları bir şeyin rahatsız ettiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني وجود شييء هو ما أخرجهم هُنا. |
Eğer bu savaşı kazanamazsak sen ve adamlarının yaptığı hiçbir şeyin anlamı kalmaz. | Open Subtitles | ولكننا لم نفز بهذه الحرب وكلمانحنبصدده... كل شييء فعلته أنت ورجالك. لا شييء منها مهم ... |
Şatoda, her şeyin saklanmış olduğu bir yerde. | Open Subtitles | فىالقلعة... حيث مُخبأ كل شييء ... |
Bir şeyin olması için beklersen, işin zor. | Open Subtitles | إن كُنت تبحث عن شييء كي يحدث فهذاهو... |
Ölümün gerçekliğinin onun kontrolünün ötesinde Bir şey olduğunu görmeye başlıyor | Open Subtitles | لقد بدأت في إختبار واقع الموت وهو شييء فوق تحكمها |
Geri çekilin. Görülecek Bir şey yok. Bırakın da polis işini yapsın. | Open Subtitles | تراجعوا، لايوجد هناك شييء كي تشاهدوه، دعوا الشرطة تقوم بعملها |
Hayır, yapma. Trafikte sıkıştım. Adam gibi Bir şey uydur! | Open Subtitles | لا، لا تخبرهم بأنني عالق في المرور اللعينة، إختلق شييء أذكي. |
Bana Bir şey ver. Çabuk. Küçük şişe falan. | Open Subtitles | أعطني شييء ما، أسرعي أعطِني قارورة أو أي شيء. |
Sonra ağzını kapatıp, kimsenin sana birşey sormaması için dua et. | Open Subtitles | ثم تبقي فمك مغلقا وترجو ان لا يسالك تحدا شييء |
birşey yapmaya gerek yok. O adamla yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | ليس هناك حاجة لفعل أي شييء أنا لا أريد العيش مع هذا الرجل |
Biz kötüyüz! Biz... kötüyle kafiyeli bi şey bulamadık! | Open Subtitles | نحن أشرار، نحن شييء أخر مرتبط بالشر! |
bi şey duyan var mı? | Open Subtitles | مهلاً، هل سمعتُم شييء يارفاق؟ |