"صادقة" - Traduction Arabe en Turc

    • karşı dürüst
        
    • gerçek
        
    • samimi
        
    • dürüstçe
        
    • doğru
        
    • içten
        
    • açık
        
    • dürüstüm
        
    • dürüstsün
        
    • doğruyu
        
    • güvenilir
        
    • sadık
        
    • dürüsttür
        
    • dürüsttün
        
    • dürüst ve
        
    Bir annenin kendi çocuğuna karşı dürüst olması gerekmez mi? Open Subtitles أليس من الواجب أن تكون الام صادقة مع أبنها الوحيد؟
    Tatlım, ihtiyacın olan bana karşı dürüst olmaya başlamak ve kendine de. Open Subtitles عزيزتي , الشيء الذي تحتاجينه هو ان تكوني صادقة معي ومع نفسك
    Böyle bir ortamda, suçlu, belki de ilk kez kurbanı duygu, düşünce ve gerçek duygusal tepkiye sahip gerçek bir insan gibi görebilir. TED وفي مثل هكذا وضع، يمكن للجناة رؤية، ربما لأول مرة، الضحية كشخص حقيقي أمامهم في موقف تسيطر عليه الأفكار والمشاعر واستجابة عاطفية صادقة.
    O sana tüm yazdıklarımı okurdu, bu yüzden daima samimi olamadım. Open Subtitles كانت تقرأ كل رسائلي إليك، لذا لم يمكنني أن أكون صادقة في الكثير من الأحيان
    Kimsenin dedikleri umrunda değildi, bu işi gerçekten dürüstçe yapmıştı. Open Subtitles وقالت انها لم تكن مع رأي الآخرين. كان صادقة تماما.
    İfadenizin doğru ve dürüst olacağına dair tüm tanrılara yemin eder misiniz? Open Subtitles هل تقسمين بجميع الآلهة أن شهادتك وسوف تكون صحيحة و صادقة ؟
    Ve bu yüzden, genelde oldukça etkileyici olan, dürüst, açık yürekli ve içten cevaplarla karşılaşıyorsunuz. TED وبسبب ذلك، تحصل في نهاية المطاف على ردود صادقة وصريحة جداً التي تكون في العادة شاعرية.
    Bu mühim ve gerçekten seninle açık sözlü bir konuşma yapmak istiyorum. Open Subtitles هذا هام للغاية ، و أود حقاً أن أخوض محادثة صادقة معك
    Sizlere karşı dürüst olmamak beni için için yiyip bitiriyordu. Open Subtitles إنه شعور يمزقني من الداخل ألا أكون صادقة معكم جميعًا
    Onlara karşı dürüst ol. Bu onları serbest bırakacaksa bile. Open Subtitles كوني صادقة معهم ، حتى لو عنى ذلك تركهم يرحلون
    Sorun değil. Bana karşı dürüst olduğu için çok sevindim. Open Subtitles أنه لا بأس , أنا سعيدة لأنها كانت صادقة معي
    gerçek şu ki bizim dürüst kalmamızı sağladılar. TED والحقيقة هي أنهم حافظوا على صورة صادقة لنا.
    Yüzyıllar boyu dayatılan tarihlerden sonra gerçek bir Afrika sesi tesis etme meselesidir. TED بل أيضًا في بناء أصوات أفريقية صادقة بعد قرون مما فُرض عليها من التاريخ.
    Onun zayıf olduğunu düşünüyor. Kız korkuyor ve samimi. Open Subtitles تظن أن الرجل ضعيف إنها خائفة 0 أعتقد أنها صادقة
    Omuza yarı samimi bir dokunuşu garantileyen bir cevaptı. Open Subtitles هذه دعابة تستحق تربيتة شبه صادقة على الكتف
    Olumsuz konuşmayı sevmem ama o kadın hayatında dürüstçe tek kelime etmemiştir. Open Subtitles لا أريد التحدث بسلبية لكن هذه المرأة لم تتفوه بحياتها بكلمة صادقة.
    Hayatım boyunca bana kabakuvvetle de olsa dürüstçe doğruları aktaran ve yol gösteren çok insanla karşılaştım. TED خلال مسيرتي قابلت العديد من الناس الذين أمدوني بملاحظات صادقة دونما مجاملة، نصح وارشاد.
    Bana kim olduğumu sorduklarını hatırlıyorum. Bir cevabım yoktu. En azından hakikatin peşinden koşan erkeklerle dolu bir odada, hiçbir cevap doğru hissettirmedi. TED أتذكر أنني سُئلت من أنا، ولم يكن لدي إجابة، على الأقل ليست التي شعرت أنها صادقة في غرفة مليئة برجالٍ يسعون إلى الحقيقة.
    Hiç kimse de bunun gerçek olup olmadığını, sen içten misin yoksa yapmacık mısın diye sormaz. Open Subtitles ولن يسألك أحد أكانت هذه الاستجابة صادقة أم مفتعلة أكانت حقيقية أم مزيفة
    açık konuşabilir miyim, Aksak, Gelfling* ve genç Burt Reynolds? Open Subtitles هل يمكن أن أكون صادقة معكم المتعثر رينولد بورت الصغير
    En azından sana karşı dürüstüm. Open Subtitles لكن اللعنه, أريد أن أعطى لكلينا الفرصة على الأقل أنا صادقة معك
    Seni sevdim. dürüstsün. Böyle kız arkadaşım olmamıştı hiç. Open Subtitles لقد أحببتك, إنك صادقة ليس لدي صديقات مثلك
    doğruyu söylemem gereken bir şey de şu ki, ben seni incittim, Dan. Open Subtitles الشئ الرهيب فى ان اكون صادقة هو انى سوف اجرحك انت يا دان
    Neyse, ajansa bu konu hakkında bir şey söylemezsem memnun olacağını söyledi çünkü güvenilir olmadıklarını düşünmelerini istemiyormuş. Open Subtitles لذا قالت أنها ستكون ممتنة جداً إن لم أخبر الوكالة، لأنها لم ترد لهم أن يعتقدوا أنها غير صادقة
    Kız arkadaşın kendi yatağında rahat bir şekilde uyuyarak sana sadık kaldı. Open Subtitles ،صديقتك ظلّت صادقة معك سمحَت لك أن تنام هنيء البال في سريرها
    Catherine ne çok güzel ne de çok akıllı ve dürüsttür. Open Subtitles إنها ليست جميلة بشكل استثنائي ولا ذكية ولا صادقة لكنها امرأة حقيقية
    Ve seninle dürüst olmak istiyorum çünkü sen benimle dürüsttün. Open Subtitles وأردت أن أكون صادقة معك لأنك كنت صادقاً معي
    Ben bir tanığım, ve tanık olarak verdiğim ifademin dürüst ve sansürsüz olmasını istiyorum. TED أنا شاهد، وأريد أن تكون شهادتي صادقة وغير خاضعة للرقابة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus