Öyküde şaşırtıcı değişimler ve sonsuz yatak konuşmaları olduğu sürece izlemeye devam edeceğim. | Open Subtitles | سأستمر في المشاهدة طالما توجد منعطفات صادمة في القصة وأحاديث لا تنتهي بالفراش |
Arkadaşım Maria Stephan kitabında şiddet içeren ve barışçıl eylemleri kapsamlı bir şekilde ele alıyor ve şaşırtıcı veriler var. | TED | كتاب صديقتي ، ماريا ستيفن ، يتكلم كثيرا عن الكفاح المسلح والسلمي ، و توجد معلومات صادمة. |
şok edici bir istatistikle başlayacağım: Ceza yargılamasındaki insanların %50 ile 80'i travmatik beyin hasarı yaşamaktadır. | TED | لهذا سأبدأ بتحليلات صادمة: من 50 حتى 80 بالمائة من الناس في المحاكم الجنائية لديهم أعراض إصابة الدماغ. |
Bir zamanlar şok edici ve aykırı görünen bu şeyler, o kadar kanıksanmış ki, neredeyse fark etmiyoruz bile. | TED | بدت هذه الأمور في وقتٍ ما صادمة جدًا وهامشيه، ويمكن تجاهلها صراحة، أصبحت الآن طبيعية جدًا حيث يصعب علينا حتى ملاحظتها. |
Tabii ki! Bayağı travmatikti. | Open Subtitles | بالطبع أتذكر، لقد كان مرةً صادمة |
Medyadaki kampanya şoke edici bir tecrübe oldu. | Open Subtitles | الحملة الاعلامية كانت صادمة |
Sanırım "shocker" deniyor. | Open Subtitles | أظن بأنها تدعى "صادمة"؟ |
Heisenberg'in soyut matris mekaniğinden ortaya çıkardığı şey atom dünyası hakkında derin ve sarsıcı bir gerçekti. | Open Subtitles | ما اكتشفه هيزنبرج من خلال ميكانيكا المصفوفات المجردة كانت حقيقة غامضة و صادمة عن العالم الذري |
Peki esmer bir kızla travmatik bir olay yaşayan var mı? | Open Subtitles | ماذا عن أحد كانت لديه تجربة صادمة مع فتاة بشعر داكن؟ |
Kadınların güçlü pozisyonlarda temsili şaşırtıcı derecede düşük. | TED | إن تمثيل المرأة في مناصب السلطة منخفض بصورة صادمة. |
Kişisel röportaj yanıtlarınız çoğunlukla uyuşuyor ve birlikte yaptığınız röportaj da şaşırtıcı derecede inandırıcı. | Open Subtitles | حسناً، إجابات مقابلتكما بشكل فردي توافقت مع الشروط ومقابلتكما سوياّ كانت ذات صداقيّة صادمة |
şaşırtıcı olabilirler, ya da aptalca, ya da duygusal. | TED | قد تكون صادمة أو سخيفة أو عاطفية. |
Hiç de şaşırtıcı olmayan birtakım haberlerim var sana. | Open Subtitles | إذا لدي أخبار لكِ لن تكون صادمة ل.ب: |
Hükümet, Nazi zulmünü inkar eden ulusal radyo yayınlarını kurarken Scholl ailesi şok edici gerçekleri öğreniyordu | TED | بينما أذاعت الحكومة برامج وطنية نفت الأعمال النزية الوحشيّة، تعلّم أفراد عائلة شول حقائق صادمة. |
Ben çok şok oldum ve bu yüzden kendimi durduramadım çünkü bir araştırma yapma ve kitap yazma gibi bir düşüncem yoktu. | TED | إنها صادمة بالنسبة لي، وهذا ما جعلني لا يمكنني أن أتوقف، لأنني لا أملك أي خطة لإنجاز دراسة ولا أية خطة لكتابة كتاب. |
Hayır teşekkürler, Birkhoff. Koruyucu aile benim için yeterince travmatikti. | Open Subtitles | كلا شكراً، (بيركوف) الحضانة، كانت صادمة بما فيه الكفاية |
Oldukça travmatikti ve... bugün değil, | Open Subtitles | كانت صادمة جدا و... ليس فقط اليوم، |
Her şey çok şoke edici ve üzücü. | Open Subtitles | إنها جميعاً صادمة و مقلقة |
Sanırım "shocker" deniyor. | Open Subtitles | أظنّ بأّنها تدعى "صادمة"؟ |
Bu numara öyle sarsıcı olmuş ki kadınların aniden doğumları başlamış ve erkekler çok şiddetli bir kavgaya tutuşmuş. | Open Subtitles | الخدعة كانت صادمة للغاية لدرجة أن النساء دخلن في مخاض عفوي والرجال اقترنوا في عراك عنيف. |