Bir keresinde güneşe roket yolladıklarını duymuştum. Gece. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنهم أرسلوا صاروخًا إلى الشمس ذات ليلة |
Bir seferinde sümüğüm roket olmuştu ve uzaya gitti ve yıldızlara çarptı daha fazla roket için yer açtı! | Open Subtitles | في مرة حلمت أن مخاطي كان صاروخًا وأُطلق إلى الفضاء وأسقط نجمًا لإفساح المجال لمزيد من الصواريخ |
Bu genç keşiş büyük bir roket yapıyordu. | Open Subtitles | لقد كان ذاك الراهب يصنع صاروخًا كبيرًا. |
Powers'ın uçağını düşürmek için bir füze yetmişti. | Open Subtitles | صاروخًا واحدًا كان كافيًا لإسقاط طائرة باورز |
Bugün saat 13.15'te ordu Kubbe'yi yok etme umuduyla kasabamıza güçlü bir füze atmayı planlıyor. | Open Subtitles | في الواحدة والربع عصر اليوم سيطلق الجيش صاروخًا فتاكًا على بلدتنا آملين أن يدمروا القبّة |
Bugün saat 13.15'te ordu Kubbe'yi yok etme umuduyla kasabamıza güçlü bir füze atmayı planlıyor. | Open Subtitles | في الواحدة والربع عصر اليوم سيطلق الجيش صاروخًا فتاكًا على بلدتنا آملين أن يدمروا القبّة |
Bugün fen dersinde roket fırlattık. | Open Subtitles | أطلقنا صاروخًا في صف العلوم اليوم |
Hadi biz buna roket diyelim. | Open Subtitles | أو نقانق ... . لنقل أنّهُ رسم صاروخًا |
Sanırım roket attılar. | Open Subtitles | أعتقد بأنه كان صاروخًا. |
25 füze dolu bir minibüsü 20 füze dolusu bir minibüse çevirme fırsatı ve niyeti olan tek adamsın. | Open Subtitles | أنت الرجل الوحيد القادر على تحويل سيارة بها 25 صاروخًا لسيارة بها 20 فقط |
Bir füze için fazla büyük. | Open Subtitles | هو كبير للغاية على أن يكون صاروخًا |
Eğer, eğer stratejik anlamda çok tehlikelilerse Yemen'deki Enver El - Avlaki gibi o zaman geleceğinde kesinlikle bir füze vardır. | Open Subtitles | إن كانوا خطرين من الناحية الاستراتيجية، كـ(أنور العولقي) من اليمن، بالتأكيد ضع صاروخًا في مستقبله. |