Bunu çölde beraberinde bunun gibi kristallerle, saf takyon enerjisine bulanmış halde buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتها في الصحراء بجانب بلورات مثل هذه التي تشع بطاقة جسيمات صافية |
Gelecekten geri geldiğini... ve 199 yılından başlayarak sonunda insanlığı... yeryüzünden silecek olan saf bir mikrop... aradığını söylüyordu. | Open Subtitles | وأدعى انه قد جاء من المستقبل وكان يبحث عن جرثومة صافية التى ستمسح البشرية من على وجه الأرض |
Bu akşam hava açık, bildirilen en şiddetli rüzgar hızı 8 metre. | Open Subtitles | ينبىء طقس هذا المساء عن ليلة صافية والريح سرعتها 8 أمتار بالثانية |
Gece için başka bir hava tahmini var ama şimdilik, hava açık. | TED | وهناك توقعات أخرى لهذه الليلة، ولكن السماء صافية إلى حد الآن. |
Bu, temiz bir fotoğraf. Peynirin içinde hiçbir şey görmüyor musun? | Open Subtitles | إنها صافية مثل صورة فوتوغرافية أنتِ لا ترين شيئاً في الجبنة؟ |
temiz ve berrak bu yüzden görünürlük çok iyi. | Open Subtitles | إنها ماء نظيفة و صافية و كذلك الرؤية أفضل |
Masanın çekmecesinde vergisiz... tertemiz para olacak. | Open Subtitles | لن يكون شئ الا معفي من الضرائب تحت الطاولة , نقود صافية , وقت رائع |
Gelecekten geri geldiğini... ve 1996 yılından başlayarak sonunda insanlığı... yeryüzünden silecek olan saf bir mikrop... aradığını söylüyordu. | Open Subtitles | كان بجانب نفسه وأدعى انه قد جاء من المستقبل وكان يبحث عن جرثومة صافية |
Bunlar emin ve saf hislerim. Böylece gitmeme izin verecek. | Open Subtitles | و أن دوافعي جيدة و صافية و حينها ستتركني و حسب |
Fiziksel bedenlerinden kurtulup, var olmanın daha yüksek bir boyutuna erişerek saf enerji hâlinde yaşama durumu. | Open Subtitles | لقد تخلصوا من أجسامهم المادية و إرتقوا لمستوى أعلى من الوجود حيث يعيشون كطاقة صافية |
Hepiniz tanık olun, bu kadın karşımıza hem bedenen hem de ruhen saf olarak çıktı. | Open Subtitles | شاهدين علي ذلك, هذه المراءة اتت الينا صافية, بالجسم والروح |
Evrimimizde, saf makineden organizmaya geçişin ilk adımını temsil eden bir varlık. | Open Subtitles | مدخل الذى مثًلَ خطوتنا الأولى نحو التطور من ألات صافية إلى أجزاء حيوية |
Çoğu insan boşluk veya açık mavi gökyüzü ya da bazen rüzgarda dans eden ağaçları düşünüyor. | TED | يعتقدُ معظم الناس إما مساحة فارغة أو سماء زرقاء صافية أو في بعض الأحيان، أشجار ترقص مع الريح. |
Bugün eğer hava açık olurse yaz üçgenini görebilirsiniz. | TED | حسناً في الليل .. وإذا كانت السماء صافية فيمكنك حتماً رؤية المثلث النجمي الصيفي |
Şimdi tek ihtiyacımız olan üç günlük açık hava.. | Open Subtitles | كل ما نحتاج إليه الآن ثلاثة أيام من سماء صافية. |
Burası harika. Her gün açık ve güneşli. | Open Subtitles | حسنا الجو هنا رائع الشمس مشرقة والسماء صافية |
Bu çok temiz ve oldukça iyi, ama insan doğasını değiştiremezsin. Öyle mi? | Open Subtitles | إن كل مانراه الآن هو مشاعر صافية ونبيلة لكنكَ في الواقع لن تستطيع تغير الطبيعة البشرية |
temiz ve Pazar kıyafeti gibi yumuşak tenden. | Open Subtitles | شخص ذو بشرة صافية وملابس مكوية مثل ثيابي المفضلة |
Çölde bu kadar temiz su beklemiyordum. | Open Subtitles | انا لم اتوقع ابدا ايجاد مياة صافية هكذا فى الصحراء |
Mavi ve berrak değil de, koyu yeşil demir mineralleri ile dolu. | Open Subtitles | لن تكون صافية زرقاء لكن خضراء داكنة مملوئة بمعادن الحديد |
Şafak söktüğünde gökler tertemiz, soluduğumuz hava ve içtiğimiz su da taze olacak. | Open Subtitles | و عندما يبزغ فجر جديد ستكون السماء صافية مرة آخرى الهواء الذي نتنفسه ، الماء الذي نشربه سيكون نقي |
Hayır, kafamda oldukça net bir resmin vardı. | Open Subtitles | بالتأكيد لا لقد احتفظت بصورة صافية لك في مخيلتي |
Genel olarak bol güneşli ve bulutsuz bir hava sizleri bekliyor. | Open Subtitles | كل شىء تمام و الكثير من اشعة الشمس وحقا السماء صافية |