Noel sabahı için. Strada. Bu bir Morton aile geleneği. | Open Subtitles | إنه من أجل صباح عيد الميلاد إنه تقليد عائلي |
Noel sabahı. Kapımın önüne hediye bırakıyorsun. Neden? | Open Subtitles | إنـه صباح عيد الميلاد و أنت تترك لي هدايـا على عتبـة منزلي , لماذا ؟ |
Noel sabahı. Kapımın önüne hediye bırakıyorsun. Neden? | Open Subtitles | إنـه صباح عيد الميلاد و أنت تترك لي هدايـا على عتبـة منزلي , لماذا ؟ |
Oh, yılbaşı sabahı Noel Baba'yla gerçekten tanıştığımda babam ortalarda yoktu. | Open Subtitles | ..أبي لم يكن عندي في صباح عيد الميلاد عندما اجتمعت مع سانتا كلوز |
Noel sabahında çocukları ile birlikte olamamayı unutturmaz. | Open Subtitles | عن عدم التواجد مع أولادنا في صباح عيد الميلاد عذراً؟ |
Noel sabahını oğlunla geçiremediğin için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة لأنك لم تقضي صباح عيد الميلاد مع ابنك الصغير |
Sonra Noel sabahı olduğunda ağacın altında kırmızı kurdeleli bir köpek yavrusu vardı. | Open Subtitles | ثم وفي صباح عيد الميلاد وتحت شجرة العيد كان هناك جروٌ صغير بشريط أحمر |
Noel sabahı yatağımdan kalktığımda Carmen'i kafasında koca kırmızı bir fiyonkla ağacın altında görmek istiyorum ben. | Open Subtitles | صباح عيد الميلاد اريد ان استيقظ و أرى كارمن تحت شجرتي مع شريط احمر على رأسها |
Noel sabahı, yıldırım gibiydim. Soluğu ağacın altında aldım. | Open Subtitles | استيقظتُ صباح عيد الميلاد بسرعة الصاروخ، |
Sense insanlara Noel sabahı buldukları parlak hediyeleri ve içi dolu çorapları oraya gece anneleriyle babalarının koyduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | ما تفعلينه هو أنك تخبرين الشعب أن الهدايا وجوارب العيد في صباح عيد الميلاد هي الأم والأب |
Noel sabahı açılabileceğiniz biri olması her zaman güzeldir tabii. | Open Subtitles | حسناً، من الجميل أن يكون لديك شخص لتفتتح معه صباح عيد الميلاد. |
Noel sabahı. Ağacın altındaki hediyeler. | Open Subtitles | صباح عيد الميلاد المجيد الهدايا تحت الشجرة |
Söylemekten nefret ediyorum ama bu iş böyle giderse Noel sabahı evde olur muyuz bilmem. | Open Subtitles | أجل، أكره أن أقولها لكن مجرى حدوث هذه القضية، لا أعلم إن كنا سنصل إلى منزلنا بحلول صباح عيد الميلاد |
Küçükler ligi takımlarınıza sponsor olurdum ve noel hediyelerini Noel sabahı 9'da satıyordum. | Open Subtitles | أموّل فريق البيسبول خاصتكم وأبيعكم هدايا عيد ميلاد على التاسعة صباحا في صباح عيد الميلاد |
Yarın eve gelebilirim ve Ralph'la birlikte Noel sabahı geçirebiliriz. | Open Subtitles | وغدا، وأنا لا يمكن أن يتحقق من قبل مجلس النواب، يمكننا القيام به صباح عيد الميلاد مع رالف. |
Noel sabahı, merdivenden aşağı koşarken takılmışlar, manyağın bir tanesi de hepsini parçalara ayırmış. | Open Subtitles | صباح عيد الميلاد, كانوا كلهم يجرون نازلين الدرج ثم تعثروا, ومن ثم رجل مجنون قد قطعهم إلى أشلاء! |
Çünkü 120 yıl önce bir yılbaşı sabahı bulunmuş. | Open Subtitles | لأنه إكتشف قبل 120 سنة في صباح عيد الميلاد. |
Sanki yılbaşı sabahı gibiydi. | Open Subtitles | حسناً شعرت وكأنها صباح عيد الميلاد |
Hediyelerimi hep önceden açardım böylece tepkilerimi prova edip yılbaşı sabahı kamera karşısında efsane oluyordum... | Open Subtitles | أنا دائما أفتح الهدايا مقدما حتى أتمكن من تكرار ردود فعلي! وأمزق بأظافري تلك الإعترافات صباح عيد الميلاد |
Ama buraya kadar! Bu Noel sabahında sizin namınıza şunu söylüyorum: | Open Subtitles | فحسب إذ اقول لكم في صباح عيد الميلاد |
Noel sabahındaki bir çocuk gibiydin. Kendin de söyledin. | Open Subtitles | كنت مثل الطفل في صباح عيد الميلاد قلت ذلك لنفسك |