"صحني" - Traduction Arabe en Turc

• Tabağımı
• tabağımdan
• tepsime
• tabağım
• Tabağımın
• tabağımdaki
• tabağıma

Öncelikle, Tabağımı bırak ve anneme sulanma.
اولا ضع صحني جانبا, و توقف عن الحديث عن امي

Annen Tabağımı görecek ya.
ذلكَ لأنّ والدتكِ سترى صحني فحسب.

Benim tabağımdan aldığı bir patates kızartmasıydı.
كانت بطاطا مقلية انتزعها من صحني

En sevdiğim yiyecek karides garson da karides getiriyor fakat ben yiyemem çünkü dilimi şişiriyor, yani karidesi yemiyorum ama bu Andrea'nın onu tabağımdan alıp ona masaj yapmasını istediğim anlamına gelmez.
اذاًً النادل سيحضر لي الروبيان لكن لا استطيع اكله لانه يجعل لساني يتورم, لذالك لا اكل الروبيان لكن ذالك لا يعني انني اريد اندريا أن تأخذ الروبيان من صحني وت تعمل له مساج

Ayrıca Mickey Mouse tabağım ve bardağım yok...
(أريد صحني الذي عليه (ميكي ماوس

Tabağımın kenarında kalan, beni şişmanlatacak yiyecek miktarı için ölecek milyonlarca çocuk var.
.... هناك فقط ملايين الأطفالِ التي تَقْتلُ من اجل ِمَبْلغ غذاء يساوي صحني الممتلا

Kimse tabağımdaki yemeğe dokunamaz. Peki.
إن الأمر المهم أن لا أحد يلمس طعاماً على صحني أبداً

tabağıma baktığımda manevi babamın kalan son kanadı bana verdiğini gördüm.
عندما نظرت إلى صحني رأيت آخر حبة من أجنحة الدجاج التي أعطاني إليها أبي بالتبني

Tabağımı bulaşık makinesine götürerek başlayacağım.
سأبدأ بأخذي صحني إلى غسالة الصحون.

- Tabağımı kendim hazırlarım, gerek yok. Hayır, hiç sorun değil.
يمكنني أن أعدّ صحني بنفسي - كلاّ، لا مشكلة على الإطلاق -

Hayır, Tabağımı almanı istemiyorum.
لا, لا أريدك أن تأخذي صحني.

Ben kendi Tabağımı yaptım.
أنا من صنع صحني

Tabağımı almalarına izin verme, evlat.
لا تدعهم يأخذون صحني يا فتى

Onu kendi tabağımdan beslemek zorundayım.
يجب ان اطعمه من صحني.

Köpek benim tabağımdan yedi.
الكلب أكل من صحني.

Libby tabağımdan gözlememi aldı.
أخذت (ليبي) فطيرتي من صحني.

Bu benim tabağım değil.
هذا ليس صحني

Tabağımın üzerinde baharatlı bir kakao gibisin.
ان مذاقك مثل كاكاو متبل على صحني

Manolo, Tabağımın her tarafında kan var.Götür şunu buradan..
(مانولو)، الدم يغرق صحني ارفعه

Annem tabağımdaki her şeyi bitirmeden sofradan kalkmama izin vermezdi.
أمي لن تدعني أنزل حتى أفرغ من صحني.

tabağıma koymuştum. Üzerine ismimi yazacağımı bilmiyordum.
حسناً، وضعتها على صحني لم أفكّر بأن علي وضع علامه عليها