"صدفته" - Traduction Arabe en Turc

• kabuğunu
• kabuğundan
• kabuğu
• kabuğunun

Sonuç olarak her yengeç kabuğunu çıkarmalı ve daha büyük bir tane üretmeli.
لذا يتعيّن على كلّ سرطان في النهاية أن ينزع صدفته ويكوّن أخرى أكبر.

Biliyorum, pek konuşkan biri değil ama ufaktan ufaktan bence onun kabuğunu çatlatıyorum.
أعلم بأنه لايحب التفهم لكن شيئا فشيئا أعتقد بأني سأكسر صدفته

Tek yapacağımız onu kabuğundan çıkarmak.
كلّ ما يجب أن نفعله هو أن نخرج البزاقة خارج صدفته

kabuğundan çıkmıştı da, benim anlamayacağımı sanarak onu içeri tıkıştırmıştın.
وانتهى به الأمر خارج صدفته وأعدتَه إلى الداخل وظننتَني لن ألاحظ؟

Bana büyük, pembe bir deniz kabuğu verdi ve...
قرّر إحضارى إلى هنا و أعطانى صدفته القرنفليّة الكبيرة

Tıpkı yeni kabuğunun sertleşmesini bekleyen yumuşak kabuklu bir yengeç gibi.
مثل سرطان بحر بصدفةٍ رخوة منتظراً حتى تقوى صدفته

Daha sonra vücudunu gererek kabuğunu sırt hizasından çatlatır ve yavaşça içinden çıkar.
ثم يثني جسده ليدفع صدفته على أن تنشقّ على طول ظهره.. قبل أن يتراجع للخارج بحذر.

Hepimiz onun kabuğundan biraz çıkmasını dört gözle bekliyoruz.
كلنا نتطلع إلى خروجه من صدفته قليلاً

Şimdi de kabuğundan dışarı bakıyor, şey gibi...
و الآن هو يتلصص خارج صدفته مثل مممم

Ve şimdi de ilk defa kafasını kabuğundan çıkartıyor.
و هو يخرج من صدفته للمرة الأولى

kabuğu, muazzam basınca dayanabilen gazla dolu odacıklar içerir ve ilkel gözü ışığa duyarlı retinasının önünde, bir iğne deliğinden biraz kabacadır.
تحوى صدفته غرفا مليئة غازا يمكنه مقاومة ضغطا كبيرا وعينه البدائية لا تزيد عن ثقب أمام شبكية خفيفة حساسة

Mercan resifi gibi onun da güçlü kabuğu kalsiyum karbonattan oluşur.
مثل الشعب المرجانى نفسه صدفته القوية من كاربونات الكالسيوم

Çocukların niye deniz kabuğu verdin anlamıyorum.
-لا أفهم لمَ يلزم أن يمتلك كل شخص صدفته الخاصة

Dr. Cox, vurdumduymaz dış kabuğunun kırılgan, hüzünlü bir iç dünyayı korumak için olduğunu kabul etti.
اعترف الدكتور (كوكس) بأن صدفته الخارجية القاسية... فقط لحماية هشاشته الداخلية الحزينة