İster inan ister inanma, yine de yanacaksın. | Open Subtitles | صدقه أو لا أيها الحقير ، لأنك ستموت. |
Bir şeye inanmak istiyorsan, ona inan. | Open Subtitles | لو أردت أن تصدق شيئا إذن صدقه |
sadaka değil, borç için. | Open Subtitles | ليست صدقه.. بل دين |
Ama sadaka istemiyoruz. | Open Subtitles | لكننا لا نريد صدقه |
Suçlu değildi, ama biz sormaya devam ettikçe, insanlar suçlu olduğuna inandı. | Open Subtitles | لم يفعل ولكن كلما سألنا أكثر كلما صدقه الجميع |
Zavallı adam ona inandı. | Open Subtitles | للحفاظ على كرامته المسكين صدقه |
- ...ve baban da ona inanmış. - Öyleyse bile bundan hiç bahsetmedi. | Open Subtitles | ولقد صدقه والدك - لو صدق به فعلا فلن يتفوه لاحد بكلمة |
Hayır, ona inan, bana inanma. | Open Subtitles | نعم صدقه هو لا تصدقني انا |
İnan, Charlie, Çünkü oldu. | Open Subtitles | صدقه يا (تشارلي), لأن هذا ما حدث للتو |
İnan. | Open Subtitles | صدقه. |
ona inan Simon. | Open Subtitles | . صدقه ، سيمون |
Ben sadaka istemiyorum, Nolan. | Open Subtitles | إنني لا أريد صدقه نولان |
Hayır, sadaka istemiyorum. | Open Subtitles | لا, ليس صدقه |
Şerefsiz Hingis ona inanıyor. Gerçekten o orospu çocuğu Perez'e inandı. | Open Subtitles | هينقس" اللعين" ذلك اللعين صدقه بالفعل |
Sam de inandı mı? | Open Subtitles | و " سام " صدقه ؟ |
Bay Herman buna inandı mı? | Open Subtitles | وسيد"هيرمان" صدقه |
Doktor Rex'e zehirlendiğini söylemiş o da ona inanmış. | Open Subtitles | حسناً , الدكتور قال لـ(ريكس) قد سُمّم و (ريكس) صدقه |