Sen çok iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | أنت صديق صالح للغايـة |
İyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | انت صديق صالح |
İyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | أنت صديق صالح |
Liseden sıkı bir arkadaşım, profesyonel bir asker, daha yeni kaybettik orada. | Open Subtitles | اسمع، لدي صديق صالح من المدرسة الثانوية جندي، افتدى روحـه هناك |
Çok sinirlendim, ama kendime dedim ki "O iyi bir arkadaş. | Open Subtitles | لقد جعلني أغضب لكنني فكرت بالأمر إنه صديق صالح قد يكون لديه سبب مقنع |
Sen iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | إنك صديق صالح |
Sen iyi bir arkadaşsın Nolan. | Open Subtitles | أنت صديق صالح (نولان) |
Sen iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | أنت صديق صالح |
Hakikaten iyi bir arkadaşım. | Open Subtitles | أنا بالفعل صديق صالح |
Dinle, Grace Williams harika bir kız, babası da çok yakın bir arkadaşım. | Open Subtitles | اسمع، إن (غرايس ويليامز) فتاة صالحة و والدها صديق صالح جداً |
Bekleyip ona önce Howard'ın kalacak yer teklif etmesini umarsam da iyi bir arkadaş olur muyum peki? | Open Subtitles | أنت صديق صالح أما زلت صديق صالح إذا إنتظرت وأملت أن يعرض عليه (هاوارد) مكان ليعيش فيه أولًا؟ |
İyi bir arkadaş. | Open Subtitles | صديق صالح |