"صريحًا" - Traduction Arabe en Turc

• dürüst
• Açık
• Açıkçası

Ve biliyorsunuz, dürüst olmak gerekirse, bu işi yedi senedir yapıyorum, ve geleceğin neye benzediği konusunda ipucum bile yok.
وكما تعلمون، سأكون صريحًا معكم، أنا أقوم بهذه الأبحاث منذ سبع سنوات، وليس لدي أدنى فكرة عما سيكون عليه المستقبل.

Aynı benim yaptığım gibi tatlım. Ben sadece dürüst davranıyorum.
المثل هنا أيضًا يا عزيزتي أحاول أن أكون صريحًا معكٍ

Twitter'la ilgili çok sorun hakkında hep çok dürüst oldun.
كنت صريحًا جدًا بخصوص الكثير من المشاكل فى تويتر.

dürüst olmak gerekirse, hiç problem değildi. Aman tanrım. Telefon kulübesi.
لأكون صريحًا , لم تكن مُشكلة إلهي , كبينة تلفون , هذا حظ شُكرا إلهي

İş birliği yaratmak için Açık ve şeffaf iletişim şart.
الآن، يتطلب إحداث المواءمة تواصلًا صريحًا وشفافًا.

Burada baştan beri dürüst olan tek kişi sensin.
أنت الوحيد هنا الذي كان صريحًا معي منذ البداية

dürüst olmak gerekirse, hiç az bile olsa memnun değildim. Kırmızı kalem kullanmaktan nefret ediyorum...
لأكن صريحًا ، لم أكن جيدًا في التدريس أكره استخدام القلم الأحمر

Gerçekten dürüst ve kendime saygılı olmaya çalıştım, ve şimdi onlar tamamen farklı, saçma bir şeye çevirmek istiyorlar.
حاولتُ حقًا أن أكون صريحًا و أحفر بأعماق نفسي ، والآن انهم يسعون لتحويلها الى قطعة أخرى من الحماقات الزائفة

dürüst olmak gerekirse, Hiçbir zaman o kadar iyi olmadım. Kırmızı kalem kullanmaktan nefret ediyorum...
لأكن صريحًا ، لم أكن جيدًا في التدريس أكره استخدام القلم الأحمر

Tamam, eğer gerçekten yardım etmek istiyorsan, ona karşı dürüst ol ve daha iyi şeyler yazması gerektiğini söyle.
حسنًا، إن أردت فعلًا المعاونة كن صريحًا معه، وأخبره أنّه يحتاج لكتابة نّص أفضل.

Bize karşı dürüst olmadıkça seni sevmemiz zorlaşıyor biraz.
ولكن يزداد صعوبة هذا بكونك غير صريحًا معنا

Ona karşı dürüst olmadığımı söyledi, haklıydı da.
فأخبرتني أنني لست صريحًا معها، وهي محقة، فليس بوسعي التفسير لها..

Bana karşı tamamen dürüst olacaksın. Bu ilk kural.
يجب أن تكون صريحًا تمامًا معي وهذه هي القاعدة الأولى

Asıl aptal benim. Seninle tam olarak dürüst olmadım.
كلّا، بل كنتُ أنا الأحمق لم أكُن صريحًا تمامًا معكَ

Biliyorum gelmesi şok oldu, fakat sana karşı dürüst olmak istiyorum.
أعرف أن هذه صدمة لكِ ولكن يجب أن أكون صريحًا

Artık sen de kardeşin de biliyorsunuz ki bana karşı tam olarak dürüst değildi.
وأنتَ وأختك تعرفان أنّه لم يكن صريحًا معي.

dürüst olmak gerekirse, sormak aklıma bile gelmedi.
لأكون صريحًا معك فإنني لم أسأل يومًا عن هذه الأشياء

Onunla hiçbir şeyle ilgili konuşmayacağım ve dürüst olmak gerekirse,
-ليس شيء أتحدث إليها عنه, ولأكون صريحًا أنا أثق بها

dürüst olmam gerekirse, termitler pek rahat vermiyor.
لأكون صريحًا معكم, النمل الأبيض يُعد مُشكلة هنا

Desteğin lazım ve Açık olmak gerekirse senin de benim desteğime ihtiyacın var gözüküyor.
أريد دعمك ولكي أكون صريحًا أنت تريد دعمي أيضًا

Açıkçası dürüst olmak gerekirse benim bu işten çıkarım ne?
حسنًا، لأكون صريحًا كليًا معك ماذا سأستفيد؟