Ve güzel bir şarkının zor bir işi kolaylaştıracağını da öğrendim. | TED | وقد تعلمت أيضاً أنه بأغنية واحدة رائعة يمكن أن تُذلل صعاب العمل بسهولة |
Sağ ol baba. Henüz bekârlar partisi verecek kadar zor durumda değiliz. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد نحن صعاب جداً فوق كافيِ لحد الآن |
Tamam, ama çektikleri sıkıntıları düşünmemek zor olacak. | Open Subtitles | حسناً ، لكن سيكون من الصعب علي ألا أفكر في أية صعاب |
Pes ettirmesi en zor insanlar her zaman için inançları uğruna ölümü göze alanlar olmuştur. | Open Subtitles | الناس الأصلب دائما صعاب الانكسار هم من لا يخافون الموت من أجل إعتقاداتهم |
Liseye başladığından beri zor zamanlar geçirdi. | Open Subtitles | لقد مرّ بسنتين صعاب فى المدرسة الثانوية و لكنني أظن أنه سيتخطى هذا |
Lütfen. Müşterilerinin daha zor davalarını hallettin. | Open Subtitles | أرجوكِ، لقد تعاملتِ مع موكلين صعاب من قبل |
Bana binlerce sesle fısıldıyor... ama duyması çok zor. | Open Subtitles | يهمس لي في ألف صوت... لكنّهم صعاب جدا للسمع. |
Amerikalı avcılar zor olduklarını kanıtladılar. | Open Subtitles | ...باختصار، لقد أثبت الصيادون الأمريكيون صعاب المراس |
Hep bir mücadele yaşıyoruz. Ama çok daha zor şeyleri atlatıp döndük biz. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} دومًا هناك قتال، لكننا عدنا من صعاب أشدّ عسرًا. |