Ama çok zor iş biliyor musunuz? Herkesin harcı değildir. | Open Subtitles | نعم ولكن هذا مجال صعب للغاية وليس الجميع مؤهلا له. |
Kuzey Afrika'da dağınık halde olduklarından dolayı izlemesi çok zor bir örgüt. | Open Subtitles | متفرقين في جميع أنحاء شمال أفريقيا مما يجعل تتبعهم أمر صعب للغاية |
Çünkü bugün dünyada böyle bir yer bulmak çok çok zor. | TED | لأن البحث عن مكان مثل هذا اليوم على وجه الأرض هو حقا تحدي ، صعب للغاية. |
Hayır, aslında ona, önceden arabada tecavüze uğradığını ve yüzden sınavın sana bu kadar zor geldiğini söyledim. | Open Subtitles | لا ، في الواقع قلت لها أنك تعرضت للتحرش في سيارة ولهذا السبب يكون الاختبار صعب للغاية بالنسبة لك |
Bunun ne kadar zor olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | إنّك تعرف جيداً كم يكون الأمر صعب للغاية. |
Eğer doğru bir şekilde yapılandırılırsa gerçekten zor. Ve ikona betimlemelerini yapılandırmanın teknikleri vardır.. | TED | إنه صعب للغاية لو أنه مبني بطريقة صحيحة, وهناك تقنيات لبناء الصور الرمزية |
Uygulamada, eş-dost kapitalizminden kurtulmak son derece zordur. | TED | عملياً، التخلص من رأسمالية المحسوبية صعب للغاية. |
Teknolojiden kurtulmak istediğimizde bile, bu aslında çok zor. | TED | حتى عندما نحاول التخلص من التكنلوجيا، فأن ذلك صعب للغاية. |
Fakat DNA sentezlemenin çok zor olduğu ortaya çıktı. | TED | لكن وضح أن الحمض النووي الإصطناعي صعب للغاية. |
Sadece yaşamak için ayları kaldığını bilmek çok zor. | TED | إنه أمر صعب للغاية عندما نعرف أنه ليس لديها سوى أشهر لتعيشها. |
Sonuçta fiziksel olarak yapmanız gerekiyorsa, oraya ulaşmak çok zor bir iş. | TED | لذلك القيام بهذه المهمات بدنياً يعتبر صعب للغاية |
- Bu çok zor. Suçlama çok ciddi. Serserinin tekisin, tanınmıyorsun. | Open Subtitles | الأمر صعب للغاية ، التهمة خطيرة و أنت مُتشرد ، غير معروف |
Bir de şafak vakti. çok zor geçiyor. | Open Subtitles | عند الفجر هذا وقت صعب للغاية بالنسبة إليّ |
Söylediğiniz şeyin ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تدرك أن ما تطلبة صعب للغاية وخطير ؟ |
Bu senin için neden bu kadar zor? | Open Subtitles | لكن ، لم الأمر صعب للغاية بالنسبة لك؟ |
Bu benim için ne kadar zor bilemezsiniz. | Open Subtitles | هذا أمر صعب للغاية بالنسبة لي |
Aslında o kadar zor ki, bugün elimizde iki taraflı bir eşitlik var! | Open Subtitles | صعب للغاية صعب للغاية, في الحقيقة ...لدرجة أنه الليلة "التصفية بين فرقتين" |
"Onu fark etmek neden bu kadar zor." | Open Subtitles | لماذا هذا صعب للغاية" "... . أن أجعله يدرك |
Dalia, bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | (داليا)، أعلم أنّ هذا صعب للغاية عيكِ |
Bu gerçekten zor bir görev; bunu bir teknede yapıyoruz, ve amacımız genç insanların bilime olan heyecanlarını kabartmak. | TED | إنه عمل صعب للغاية. ونحن نفعل هذا على متن سفينة مبحرة، في جزء منه للمساعدة في إثارة الشباب للخوض في مجالات العلوم. |
Bak, anneme sadece bir şey için yalan söylüyordum, ama arkadaşlarıma yalan söylemek gerçekten zor. | Open Subtitles | كان الكذب على أهلي أمراً يمكن تدبرّه لكن الكذب على صديقاتي صعب للغاية |
Ve bu çok zordur, çünkü inanılmaz karmaşık sistemler içerisinde yaşıyoruz. | TED | و هذا صعب للغاية لاننا نعيش في انظمة معقدة للغاية |