Kaleyi öyle götüremezsin. Kale yalnızca yukarı aşağı ve sağa sola gider. | Open Subtitles | لا يمكن تحريك الرخّ هكذا إنّ بيدق الشطرنج يتحرك صعوداً ونزولاً وجانبياً |
Uygun hız ve yön için gerekli rüzgârı alma umuduyla yukarı ya da aşağı gidiyordu. | TED | يطفو صعوداً وهبوطاً، أملاً في لقاء ريح تنتقل بالسرعة والاتجاه المرغوب بهما. |
Ve şöyle söyledim" Danillo, belki hatırlamazsın ama sen bir bebekken, seni dağlarda aşağı ve yukarı sırtımda taşıdım. | TED | قلت له، ألا تذكر ذلك.؟ لكنك عندما كنت رضيعاً حملتك على ظهري صعوداً ونزولاً على الجبال |
Bu da günde iki kez o tepede bir aşağı bir yukarı taban tepmek demekti. | Open Subtitles | وهذا يعني السير صعوداً و نزولاً هذه التلة عندما يكون الجو مشمس |
Dizimden başlayarak yukarı kadar çık. | Open Subtitles | جيّد، بداية على ركبتِي. شغّلْ طريقكَ صعوداً. |
Hatta yukarı ve aşağıdaki koridorlar boyunca. | Open Subtitles | صعوداً وهبوطاً في هذه القاعات طوال اليوم. |
Stadyumda koşarak yukarı ve aşağı yönde tüm basamaklara bastığında kullanılan tabirdir. | Open Subtitles | هذا يعني الجري على كل مدرحات الاستاد صعوداً و نزولاً |
Stadyumda koşarak yukarı ve aşağı yönde tüm basamaklara bastığında kullanılan tabirdir. | Open Subtitles | هذا يعني الجري على كل مدرحات الاستاد صعوداً و نزولاً |
Bu yaklaşık olarak bir dalga boyu içerisinde, yani yukarı ve aşağı inişi saniyenin 100 milyonda biri kadar bir sürede olmaktadır. | Open Subtitles | يحدث ذلك من حوالي الاندفاع الكامل للموجات اللاسلكية صعوداً وهبوطاً على الأرجح في |
Seni Merdivenlerden Böyle yukarı Aşağı Çıkarken Görünce Kendimi Kötü Hissediyorum | Open Subtitles | كم أشفق عليك صعودك كل هذه الدرجات صعوداً و نزولاً |
Yo, halatla bir aşağı bir yukarı çekiliyor. Halat bırakıldığında ne olacak görelim bakalım. | Open Subtitles | لا، إنه فقط يسحب الحبل صعوداً و نزولاً دعونا نرى ماذا سيحدث بعد إنطلاق الحبل |
Ama bilgelikle eğitilen sizler yıldızların ne yukarı ne de aşağı hareket etmediğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | لكن أنتم، يا من علّمهم الحكماء، تعرفون أنّ النّجوم لاتتحرّك سواء صعوداً أو نزولاً |
Muhtemelen bir aşağı bir yukarı gidip gelen, sesli mesajları kontrol eden, kızını bulup bulmadığımı merak eden bir anne. | Open Subtitles | والتي ربما تهرع صعوداً و هبوطاً وتتفقد الرسائل الصوتية تتسائل عن ماذا أكتشفت لو أني وجدت إبنتها |
Uçak bir aşağı bir yukarı, bir ileri savrulup duruyordu. | Open Subtitles | الرحلة كانت تتهاوى صعوداً ونزولاً ذهاباً وإياباً |
Birkaç günü dağlar ve yollar boyunca bir aşağı bir yukarı gittik ki hepimizi yol tuttu. | Open Subtitles | قضينا بضعة أيام نقود صعوداً ونزولأً في الجبال، بالإضافة إلى غثيان السيارة. |
Bir sopaya iliştirilmiş iki tane sert plastik top var sen uzanmışken o da omurgan üzerinde yukarı aşağı hareket ediyor. | Open Subtitles | هُو عبارة عن كُرتان من المطاط الصّلب، مربوطتان إلى عصى، تضعُها على ظهرك، وتحركُها صعوداً نزولاً. |
O haç işaretleri ve aşağı yukarı kafa sallamalar. | Open Subtitles | كل ذلك العبور لصحن الكنيسة والتمايل صعوداً ونزولاً |
Dikey bir yapıda o kutunun altındaki şey büyük ihtimalle yukarı çıkıyordur. | Open Subtitles | وتركيب البنية العمودية، 70/30 هي أن ما تحت ذلك الصندوق يتجه صعوداً |
Su yanlara akmaktansa, aşağı ve yukarı yönde daha kolay akacaktır. | Open Subtitles | يجريّ الماء بسهوله صعوداً ونزولاً من كلتا جانبيه |
Tırmana tırmana yukarı çıkmayı başardığımda, yüzünün aldığın ifadeyi görmeni isterdim. | Open Subtitles | و خيبة الأمل التّي بدت على وجهه عندما تدبّرتُ أمري و تسلّقت صعوداً |